Irak, sırılsıklam olana kadar güneş sağanağında ıslanmak ve hatta bu sağanaklar eşliğinde ciğerlerine kadar boğulmak isterken Başbakan Mustafa El Kazımi'nin evine SİHA'lı saldırı gerçekleştirilmişti...
“Güneş, diz çökenlerden önce dik duranların hayatına doğar...”
Benim için çok büyük anlamı olan bu cümleyi geçtiğimiz gün Bağdat’tan gelen haberle bir kez daha anımsadım...
Irak, sırılsıklam olana kadar güneş sağanağında ıslanmak ve hatta bu sağanaklar eşliğinde ciğerlerine kadar boğulmak isterken Başbakan Mustafa El Kazımi’nin evine SİHA‘lı saldırı gerçekleştirilmişti...
Kimselerin zarar görmediği saldırı yine “kim vurduların” skoruna yazılmak istense de bu kez yemiyor Iraklılar...
Başından beri İran yanlısı Şii dengelerin hedefine oturttuğu Başbakan Kazımi oluşturulan tüm korku ve tehdit iklimine rağmen geri adım atmadı... Geri atmamakla birlikte “ülkem için ne yapmam gerekiyorsa buradayım ve hazırım” dedi... Son seçimde sandıklardan çıkan sonuçta Kazımi’yi destekleyen nitelikteydi... Ve sandıktan çıkan koalisyon hükümetinin yeniden başbakanlık koltuğuna getireceği isim çok büyük ihtimalle yine Kazımi olacak... Kazımi’den ve “Güneş ile aydınlanmak isteyen Iraklılar’dan yana” gelişirken tüm olumlu olaylar güç kaybı yaşayan bir kesimin Kazımi’ye suikast girişiminde bulunması da kaçınılmaz oldu...
Suikast girişimi sonrası yaptığı açıklamada ülkesi için dimdik durduğunu bir kez daha belirten Başbakan Kazımi Iraklılara da inceden inceye mesajları yolluyordu...
Ki haklıydı! Başlatılan uyanış, temizlenme, arınma, kendi ayakları üzerinde durma, modernleşme, gelişme, eşit vatandaşlık ilkeleriyle donatılmış “Dünya Ülkesi Irak” hayalini gerçekleştirmekten hiçbir olumsuzluk vazgeçirmemeliydi Iraklıları...
Bence bu suikast girişimi sonrasında gerginlik daha üst perdeden arttırılmak istenecektir... Zira sokakları yeniden kaosa teslim etmek için fitili ateşlenen “seçimlere hile karıştırıldı” söylemleri istenen boyutta tutmadı... Yürütülmeye çalışılan “diplomatik-siyasi kulis” faaliyetleri de istenen sonucu getirmedi... Geriye kalan tek seçenek aleni tehditler ve saldırılar olacak büyük ihtimalle...
Çünkü şimdiye kadar büyük bir Irak gücünü elinde tutan İran yanlısı Şii güçler ve terör örgütlerinin desteklediği isimler son Irak seçiminde sandıklardan beklenmedik bir yenilgiyle çıktı...
Iraklılara hizmete dair hiçbir başlığı önemsemeyen hatta Irak’ı sefalet, yoksunluk, adaletsizlik, acılar içinde yok olmaya mahkum ederek “küçük olsun benim olsun” mantığı güdenlere Iraklılar kırmızı kart gösterdi sandıklardan...
Laf aramızda son yıllarda yaşadığı akıllara zarar acılar eşliğinde Iraklıların siyaset ve siyasetçi inancı bitmişti. Seçimde sandığa yüzde yirmi katılımın olması bile beklenmiyordu... Bağdat ziyaretlerimde bu konuya defalarca değinmiştim...
Bununla birlikte Iraklıların bilhassa gençlerin Kazımi’ye duyduğu sevgiden, saygıdan, güvenden, inançtan da bahsetmiştim... Kazımi’nin verdiği moral ve motivasyon ile sandığa katılım yüzde kırklara kadar yükselse de Irak seçim tarihinin en düşük oranı oldu...
İşte bundan sonrası çok önemli Irak ve Iraklılar için...
“Arkanı dönüp kaçıp gitmek en kolayı...
Peki ya anıları, geçmişi, geleceği, ektiği umutları ne olacaktı?
Ektiği umut tohumlarını kim sulayacaktı da gelecek nesillere aktaracaktı?
Mis kokulu vatanın havasını, suyunu, bereketini kim soluyacaktı?
Evet çekip gitmek en kolayıydı; yüreğinde insana, vefaya, vatana, geçmişe ve geleceğe dair zerresi olmayana...”
Evet bundan sonrası Irak için çok önemli çünkü teröre ve destekçilerine karşı bu kadar güçlenmişken dik durmak ve güneşin ilk ışıklarıyla yıkanmak gerekiyor artık...
Kazımi’ye gerçekleştirilen suikast girişimi sonrası Irak’a ve Iraklılara desteğini bir kez daha en üst düzeyde dile getiren Türkiye’nin mücadelesi de Iraklıların huzuru, güvenliği, geleceği için hız kesmeden devam edecek...