Kadınlar günü yazıları ağır gelir hep nedense. Evimin hem erkeği hem kadını olduğum için olsa gerek, bu konuda yazmak gelmez içimden. İmtihanı ağır olanlardan olarak kadın olmaktan bıkkınlık geldi belkide.
Tüm zorluğunu, yoruculuğunu yaşamış, yenice huzura ermişken hala sorunlarını düşünmek, yazmak bile istemiyor insan. Bu da geçti gitti, öyle bir derdimiz yok artık çok şükür demek istiyor.
Belediye otobüsünde tanık olduğum yanındaki kadınına hakaretler savurarak el kaldıran adam değildi. Yıllar önce hayatının miladı olan yaşanmışlıkla; onca yıllık hayat arkadaşının, Allah'ına- kitabına diyerek ettiği küfür üzere, yıllardır öfkesini kontrol edebilme mücadele ve mutluluğunda iken, aslan gibi kükreyerek, Allah'ıma, kitabıma küfredemezsin tepkisiyle bir güzel azarlayan, hatta bir daha böyle küfredersen seni boşarım uyarısına rağmen, küfürde ısrar edilmesi üzere; üstelik birde para için yanında olunduğu onur kırıcı iddiasına karşılık, bu adamı da, bir kuruşunu da istemiyorum diyerek tek celsede boşayan da sadece kadın değildi...
İnsan olmanın, yaşamanın, dünyaya geliş gayemizin hakkını vermeye odaklanalım artık inşallah. Öncelikle kendimize, işimize bakalım. Geldim gidiyorum, peki ben ne yaptım bu hayatta diyebilelim.
Ne için dünyaya geldim, ne için yaşadım; hayatımda herşeyi dengeleyebildim mi! Öncekilerin bana bıraktıkları üzerine ne kattım! Anne- babamdan ne kadar ilerdeyim! Yoksa geride miyim! Soru çok. Samimi cevaplar önemli. Havanda su dövmekle mi geçirdim yoksa ömrümü!!!
Hiç çalışmak, yorulmak istemediği halde her şeye, en iyisine sahip olmak isteyen, kendi sorumluluklarını yerine getirip getirmediğini düşünmediği gibi bir de hak iddiasında olan, kadın olsa ne olur erkek olsa ne olur! Öncelikle insan kimliği hak edilmeli. Çuvaldızı başkasına batırmadan önce iğneyi kendimize batırmalıyız.
Fazlaca teoriye takılma, ilim denizinde boğulma hatasında da olduğu gibi, bu konuda da herşeyi çok fazla irdeliyor, bol bol konuşuyor, fikir üretiyoruz sadece. İcraat yok ne yazık ki. Kendi eksiklerimize odaklanarak bir an önce telafiye gayret ediyor olmalıyız oysa. Zaman daralıyor ve boşa zaman- enerji kaybı lüksümüz de yok artık. Tren kaçıyor...
Bir ömür sürmüş gafletden kurtulabilmek, dünyaya geliş ismimize ulaşarak, hakkını verebilmek, dünyaya geliş amacımıza hizmet edebilmek; kadın- erkek parçaları ile zaman kaybetmek yerine bütünleşebilmek, insan olmanın onuru, sevinciyle insanca, mutlu yaşayabilmek olmalı derdimiz.
Her şeye rağmen sevgisinden, şefkatinden, iyi niyetinden, iyilerden kalabilme mücadelesinden ödün vermeyen, onurlu, emekçi kadınların günü kutlu olsun.
Kadına el kaldırılmaz, çiçekle bile vurulmaz, hakaret edilmez, onuru zedelenmez. Kadın şiir gibidir ve şiirle anılmalıdır. Şiir okuyalım, aile hayatında ya da tek başına hayat mücadelesi imtihanında, hayatı şiir gibi yaşayanlardan olalım. Bir olabilmenin huzuruyla yaşamanın tadını çıkaralım inşallah. Her şeye rağmen, her koşulda, Rab'binin lütuflarının farkındalığıyla, coşkuyla, illa Aşk'la...
Hayırlı sabahlar. Sevgiler.