Yaşımız ne olursa olsun, ekonomimiz ne olursa olsun, eğitimimiz ne olursa olsun, inancımız, geleneğimiz, kültürümüz ne olursa olsun, yapabileceğimiz bir iyilik mutlaka var.
On yaşında bir çocuk güzel ahlak sahibi olmakla hem kendine hem topluma iyilik yapar.
Onu yetiştiren anne baba verdiği terbiye ile iyilik yapar.
En nihayet faydalıdır, faydalı olan da iyidir.
...
Ramazana giriyoruz. İslam dünyasının en naif, en kırılgan, en gönüldaşlık, en dindaşlık, en kardeşlik ayı.
Bir Cuma, Altınşehir Camiinde duyduğum şu sözleri paylaşmak isterim.
“Müslüman olmayanlara Müslümanlardan daha fazla iyilik yapın.”
İnanmak, inanmayanlarla birlikte yaşamayı karakter, kişilik, alışkanlık haline getirmiyorsa bir eksiklik var. Bir yanlışlık var.
Sakin ve sade olacağız.
Faydalı ve iyi olacağız.
Geçmişimiz yanlış olabilir. Hata yapmış, günah işlemiş olabiliriz. Buraya saplanıp kalmayacağız. Ramazanı fırsat bilip, kendimize çekidüzen vereceğiz.
Pişmanlık ve tövbe denen şey de bizim için.