Seçimlerden önce, ittifaklardan kaybeden tarafın önce dağılacağı daha sonra da diğer ittifakın dağılacağı iddiasında bulunmuştuk.
Kaybeden taraf “Millet İttifakı” oldu.
Ve dağıldı.
Sn. Bahçeli ise seçimlerden sonra rahatsızlığını belli etti ve ip uçlarını demeçleri ile verdi ve açıklamaları ile vermeye devam ediyor. Cumhur İttifakı da çatlıyor.
Dışa vuran ilk rahatsızlık çıkışı Sn. Bahçeli’nin Filistin devlet başkanı Mahmut Abbas’ın Çin gezisinde Doğu Türkistan için yaptığı açıklamaya karşı verdiği zehir zemberek açıklamaları ile uç verdi. Dikkatlice baktığımızda gerçek muhatabının sadece Abbas olmadığı, aynı zamanda “Filistin siyasetinde” ilk defa “milliyetçi” itirazın “siyasi islamcı ve ümmetçi siyasete” karşı net olarak ifade edildiğini gördük.
Abbas’ın haksız, haddi aşan ve şuur altında Türk düşmanlığı izlerini taşıyan Çin’deki yaşanan Türkistan zulmüne karşı söyledikleri elbette asla kabul edilemez idi. Abbas’ın saygısız ve alçakça yaptığı bu açıklama “milliyetçi” çevrelerde büyük bir tepkiye sebeb oldu.
Sn. Bahçeli, “Filistinlilerin” bugüne kadar Türk dünyasındaki zulümlere karşı sürekli vurdumduymaz ve karşı oluşunu vurgulayarak gereken üslupla ve hak ettikleri sertlikle Abbas’a cevap verdi.
AK PARTİ’nin siyasal ümmetçi siyaset çizgisine karşı Sn. Bahçeli’nin “milliyetçi” çıkışı dikkat çekici idi ve hedefi sadece Abbas efendi (!) değildi !
Sn.Bahçeli rahatsızlığının ikinci işaretini, Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğa’nın, Dış İşleri Bakanı Sn. Hakan Fidan’ın ve MİT başkanı Sn.İbrahim Kalın’ın NATO zirvesi için Litvanya’ya hareketinden önce gündemle hiç alakası olmayan bir demeci ile verdi.
Sn. Bahçeli, ABD’de yaşayan ve 20 yıldır ABD-CIA kontrolunda Çin’e karşı Türkistanlılar arasında sivil toplum hareketlerini yöneten önderlerden birisi olan Sn. Rabia hanımın sürgündeki hayatına son verilmesini ve Türkiye’ye gelebilmesinin önünün açılmasını talep etmiştir.
Bu mesaj kime verilmiştir sizce?
NATO zirvesi öncesi hem de !
Sn. Rabia hanımın Çin devleti tarafından verilen sürgün cezası dolayısı ile Türkiye’ye girişine kimler örtülü olarak izin vermemekte ?
Bu mesaj direk o makama yani Sn. Cumhurbaşkanına.
Bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıllarda Sn.Rabia hanıma vize verilmesi ve Türkiye’ye gelmesi için Türk Ocakları Türkiye çapında büyük bir imza kampanyası gerçekleştirmişti.
ABD’ye de NATO zirvesi öncesi şu mesaj verilmiş oluyor. “Ben sizin Sn. Rabia hanımla birlikte yürüttüğünüz Doğu Türkistan siyasetinizi destekliyorum. Sn. Erdoğan’la aynı düşünmüyorum.”
Halkımızın anlamasına gerek olmayan muhataplarına mesaj olan adresi belli açıklamalar sınıfından bir demeçtir bu.
En son kamuoyunun önünde yapılan aslında bir teklif gibi olan ama içinde bir çatlağın izlerini taşıyan hamle geldi. “MHP’nin emekli maaşlarına yapılması istenen seyyanen zammın AK Parti tarafından kabul edilmeyeceğinin bilinmesine rağmen meclise sunulması da aslında bir huzursuzluğun hatta rahatsızlığın işareti oldu.
Bu güne kadar AK Partinin aldığı her siyasi ve ekonomik karara kendi fikri çizgisi ve değerleri ile çatışsa bile evet diyen Sn. Bahçeli son olayda emekli maaşlarına ilave zam teklifi ile negatif işaret verdi.
Ve en son İYİ Patiye yapılan komşuluk” teklifi.
İlginç olan şu.
Sn. Bahçeli bu teklifini MHP adına yaptı.
Cumhur İttifakı adına değil.
Açıkça gel birlikte ittifak yapalım dedi.
İYİ Parti’ye komşu illeri bölüşelim ve komşu olalım dedi.
Mersin, Adana; Balıkesir, Manisa; Antalya, Muğla gibi komşu illerde ittifak yapalım demeye getirdi.
Ama ne hikmetse her iki tarafın parti örgütü ve üyelerinden şiddetli itirazlar geldi. Milliyetçi parti biziz siz bize katılın, biz niye size katılalım gibi.
Çok absürt ve kasıtlı bir yanlış anlama.
MHP gelin bize katılın demedi ki !
Teklif niye bu söylenmeyen noktaya çekildi?
Bu absürt itirazlar ayrı bir siyasi analiz konusu.
Bizim dikkat çekmek istediğimiz nınta Cumhur İttifakındaki çatlakların sayısını çoğaltan, Sn. Bahçeli’nin bağımsız yeni ittifak arayışı hamlesi.
Cumhur ittifakı cenahında siyaset kulislerinde konuşulan kamuoyunun duymadığı fakat ilgililerinin yakından bildiği hükümet kuruluşu ve atamalarla ilgili Sn. Bahçelinin tavır ve itirazlarını ise şimdilik “milliyetçilerin” gelecekte birleşeceğine olan ümitleri yaralamamak için kulislerde bırakmakta fayda var.
Önümüzde ki mahalli seçimlerde partilerin yapacakları ittifaklar, gösterecekleri adaylar ve alacakları sonuçlar ile bir çok siyasi ismin siyaset dışına itileceğini hep birlikte göreceğiz.
Siyaset, seçmen sosyolojisi açısından üç bloklu ya da üç ittifaklı doğal yapısına mahalli seçimler öncesi kavuşmaz ise seçim sonrası süreçte yenilenecek siyaset kurumları ile “doğal ittifaklar” olarak normal ve gerçekçi zeminine kavuşacaktır.
Sol sosyalist çizgi ve yeşilciler (!), muhafazakarlar ve de milliyetçiler.
Bu sosyolojik gerçekliğe direnen ve yanlış ittifak arayışında olan siyasetçiler oyundan düşmeye hazırlıklı olamalı.
Hakkı Şafak Ses