2023 seçimlerinde Cumhur İttifakı, iktidarı kaybetmemek için, Millet İttifakı da iktidara gelmek için HDP’nin kontrol ettiği bölücü Kürtçü oylara gizli açık göz kırpmakta !..
HDP ile ülkeyi birlikte yönetme sinyallerini vermekteler.
Zaten Pervin Buldan açıklamıştı.
“Birinci tura kendi adayımızla katılacağız. İkinci turda “Kürtlerle, Türklerin Türkiye’yi birlikte yönetmesini içine sindiren tarafla işbirliği yapacağız.”
(Batman kongre konuşması)
HDP’yi oyundan düşürecek ve denklem dışına çıkaracak tek güç Türk Milliyetçileridir.
İttifakların HDP ile dansını bitirecek olan Türk Milliyetçilerinin siyasi iradesinin birliğinin önündeki en önemli engelde 5. Kol faaliyetleridir.
Nedir 5. Kol faaliyetleri ?
5. Kol ifadesini ilk defa İspanya iç savaşında faşist diktatör Franco kullandı.
“Madrid’i dört koldan kuşattık. 5. Kolumuz da Madrid’in içinde !..”
Bu deyim, bu tarihten sonra siyasi mücadelelerin ve ülkeler arası soğuk ve sıcak savaş dönemlerinin en çok kullanılan deyimi oldu.
Tabii bu tarihten sonra da aynı zamanda uygulanan savaş taktikleri ve siyasi mücadelelerin metodları arasında yer aldı.
5.Kol Faliyeti özetle, bir cephenin, birliğinin ve sağlam saflarının moralinin bozulması ve direncinin kırılması için “dost kuvvetlerin” içine sızmış veya sızdırmış ya da ikna edilerek satın alınmış, algılarla yanıltılmış kişilerce yapılan negatif sözlü ve fiili çalışmaların tümüne verilen isimdir.
5.Kolun direk “hain” ve “ihanet” tanımından ya da casusluk faaliyetlerinden farklı bir anlam taşımasının sebebi; 5. Kol faliyetlerine hizmet edenlerin çoğunluğunu oluşturan insanların karşı cepheye hizmet ettiğini bilmeden, ve kendi doğruları olarak gördüğü düşüncelerini ve sözlerini söylediğini ve savunduğunu zannetmesidir.
Aslında yaptıkları, “dost kuvvetler” arasında direncin kırılması, ümitsizliğin yayılması ve başarısızlık ihtimalini sürekli gündemde tutmaları ile karşı propagandaların algısına teslim olarak, “öğretilmiş acizlik” içinde bilerek ve bilmeyerek “bozgunculuğun” maşası olmaktır.
Bir çok insani faktörün sebeb olduğu bu faliyetler dost cephe açısından yorucu ve oldukça yıpratıcı olur.
Ve başarıya giden yolda da ciddi engel teşkil ederler.
5.Kol faliyetlerinin elemanlarını şöyle sınıflandırabiliriz.
1-Direk rakip ya da düşman cephenin özel yetiştirdiği ve dost kuvvetlerin içerisine yerleştirdiği ajanlar. Sayıları az, fakat gücün olduğu konumlarda etkin görev üstlenen yöneticiler arasında gizlenirler. Ellerinde makam yetkileri ve bol para kaynakları bulunur. Bunlar tespit edilip etkisizleştirildiklerinde “casus ve hain” olarak isimlendirilirler.
2- Birinci grubda ki şer ise, casusların devşirdiği, genellikle makam, para ve nefsi arzularının esiri, şahsiyeti satılık haysiyetsiz ve zayıf karakterli olan kişiler 5.Kol faaliyetinin ikinci halkasını oluştururlar. Bunların sayısı dost kuvvetler içinde birincilere göre çok daha fazladır.
Genellikle görev ve yetkilerini kullanırken önemli işleri erteleme, ihmal, gereğini yapmamak, risk ve sorumluluk almadan işleri birilerinin üzerine yıkmak gibi pasif konumlarını korurlar. Kimseyle açıktan düşman olmazlar.
Bunları tanımak istediğinizde bakacağınız şey, her dönemin ve devrin adamı olma başarılarının sayısı ve çeşitliliği olmalıdır.
Düşman güçler hedef ülkedeki ekonomi, siyasi ve sosyal faaliyetlerde genellikle bu ikinci halkada ki adamları kullanırlar. Çözülemeyen ve kronikleşen sorunlar ile kötüye giden ve umutsuzluklara sebeb olan toplumsal gelişmelerin altında ki sebeb, bu kişilerin liyakatsız ve ehliyetsiz olarak bulundukları makamlarda ki işgalleridir.Bunlara bir isim verilecekse en uygunu isim “satın alınabilen işbirlikçi yancılardır.”
3- Ücüncü grub ise maalesef 1. ve 2. grubdaki 5.kol elemanlarının oluşturdukları algılara teslim olan, aslında dost kuvvetlerin cephe gerisini bozmak için üretilen propagandaları “öğrenilmiş acizlik” içinde kendi düşünceleri ve akıl yürütmeleri olarak söyleyen ve yayan kişilerdir.
Bu gruptaki kişiler genellikle, fikri ve siyasi mücadelede “atsan atılmaz, satsan satılmaz” konumda dost kuvvetler içinde arkadaşlık bağı ile bağlı olduğumuz, ortak mazi ve hatıralara sahip bulunduğumuz insanlardır.
5.Kol faaliyetlerinde “dost kuvvetleri” en çok yoracak, uğraştıracak ve üzecek olan grub da bu gruptur. Eğer bir mağlubiyet söz konusu olursa en büyük vebal ve suç da bu grubundur.
Çünkü diğer birinci ve ikinci grub, ait oldukları düşman kuvvetlerinin elemanı ve görevlileridir.
Onlar işinin gereğini yapan kişilerdir.
İnsanları işlerini yapmakla nasıl suçlaya biliriz ki?
Fakat bu üçüncü grubdaki, 5.Kol faaliyetlerine aslında en büyük katkıyı sağlayan ve cephedeki dost kuvvetlerin moralini bozan ve ümitlerini zayıflatan, heyecanlarını söndüren güya dost kuvvetlerin safında olan bu üçüncü grub var ya işte en dikkat edilmesi gereken grup da bu gruptur.
Cephe gerisinde dost kuvvetler arasında psikolojik yıkımın ve sonrasında birliğin dağılması ile bozguna sebeb olan 5.Kol faliyetlerinde en çok başvurulan teknik, karşı cepheyi olduğundan güçlü, kendi cephelerinin ise zayıf olduğu tezini işlemektir.
Birinci ve ikinci grubun bilerek planlı yaptığı bu propagandanın etkisinde kalan ve oluşturulmaya çalışılan kasıtlı algıya kapılan genellikle korkularına ve menfaatlerine yenik düşen bu gruptakilerin en belirgin vasıfları “kötümser” olmak ve “ben demiştim” demek için söylenebilecek her muhtemel olumsuzluğu söylemeleridir.
Kanaat, düşünce ve tespit olarak söyledikleri iddalarında doğru bilgi ve belge kullanmaya ihtiyaç duymazlar.
5.Kol faaliyetlerinin metod ve özellikleri oldukça fazla ve çeşitlidir. Konunun hacmi büyüktür.
Gelelim bu konu aklıma neden geldi ve neden yazma ihtiyacı duydum.
Tarihin her kırılma döneminde olduğu gibi son yıllarda da Türkiye zor ve kritik bir dönemden geçiyor.
Türkiye, 1991 sonrası SSCB dağıldıktan sonra ABD ve AB’nin temsil ve ilan ettiği
“Medeniyetler çatışması ” tezi ile hedef aldığı merkez ülke konumunda.
Yani nişangahın hedefteki 12 numarası !..
1991 yılından beri “devletin aklı” karışık ve savrulmakta, ayakta durmaya ve tedbir almaya çalışıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti en son savrulmayı 15 Temmuz 2016 da yaşadı.
Ve ülkemizin önünde duran sorunlar azalmadığı gibi şiddetini arttırarak ve büyüyerek devam ediyor.
Bu durum karşısında sosyolojik bir gerçeklik gereği Türk Milliyetçileri bir çözüm arayışındalar ve bir şeyler yapmanın tarihi sorumluluğu ile yola çıkmaya hazırlanıyorlar.
5.Kol faliyetleri ile partiler, vakıflar, dernekler ile dağıtılan ve belli oran ve şiddette de hasım haline getirilerek bozulan birliklerini bir hedefte toplamaya çalışmanın ilk adımlarını atmaktalar.
Önümüzde ki seçimlerde “Yürütmenin” sorumluluğunu üstlenmek için,Türk seçmenin önüne Türk Milliyetçisi bir Başkan ve ehliyet, liyakat, cesaret sahibi ve fedakarlığa hazır kadrolarını çıkarmak istiyor.
Ve bu düşüncelerini en yakınlarından başlayarak arkadaşları ve dostları ile paylaşıyorlar.
Bir emperyal oyunu bozmak için önümüzde ki seçimlerde “sistemin” bir açığını fırsata dönüştürmeye çalışıyorlar.
Elbet Türk Milliyetçilerinin bu hareketliliğinden rahatsız olacak çevrelerin kimler olduğunu tahmin etmek zor değil.
Sosyal medyada konu yoğun paylaşım ve yorumlar ile her geçen gün dalga dalga büyüyerek geniş kitlelerin ilgisini ve dikkatini çekmeye başladı.
Ve hemen 5.Kol’u hatırlatan söylem ve iddalar sınırlı da olsa paylaşımlarda yer almaya başladı..
İşte bu sebeble 5.Kol nedir, ne yapar neler söyleyecek ve söyletecek hatırlayalım istedim.
-Türk Milliyetçileri artık bir araya asla gelemezler!..
-Partileşme ya da bir ittifaka dahil olmadan siyasi mücadele yapılamaz!..
-Gücümüz az !
-Türk Milliyetçileri ve Ülkücüler dağılmakla kalmadı değerlerini de yitirdiler !..
-Paramız ve ekonomik gücümüz yok!.
-Sistemin güçleri asla fırsat vermez.
-Milliyetçilerin birliğinden daha önemli ve öncelikli olan mevcut yönetimden kurtulmaktır.Bunun için hükümet ve iktidar karşıtı güçlerle birleşmek gerekir. İdeolojik olarak hangi konumda olurlarsa olsunlar farketmez.
Bir kaç başlık altında özetlediğim bu düşünce ve iddaların neye yaradığını ve kimlere hizmet ettiğini farkedersek “dost cephedeki” 5.Kol faliyetlerinin izlerini bulabiliriz.
Türk Milliyetçileri arasında yayılan bu tür kara propaganda iddalarına elbet cevaplarımız vardır ve yeri zamanı geldikçe tek tek vermeye çalışılacaktır.
Şimdilik sadece kısa bir hatırlatma yapalım.
“Bizler 17-18 yaşlarımızda 50 yıl önce Kızıl, Kara ve Beyaz Emperyal güçlerin karşısına dikilen bir nesiliz!.. Gücümüz, sayımız ve tecrübemiz o günlerden çok daha fazla.
Tereddütleriniz, endişeleriniz ve iddalarınız yersiz, zamansız ve faydasız.
Hedefimiz ve gerekçelerimiz hem doğru hem haklı.
Emanetlerimizin , fikirlerimizin sahibi kadrolarımızın gücünü unutmadık.
Bunlara inanan arkadaşlarımızla yürümeye devam edeceğiz.
Yarım kalan işlerimizi bitirmeyi Allah nasip edecektir inşallah.
Hakkı Şafak Ses