Haftalardır reklamını izlediğimiz Yılmaz Erdoğan’ın yıllar sonra ekrana döndüğü İnci Taneleri dizisi Perşembe akşamı ilk bölümüyle izleyicileri ile buluştu.
BKM imzalı dizinin oyuncuları ve baş rolde yer alan Yılmaz Erdoğan’ın kaleminden çıkan dizi Kanal D ekranlarında gösterime sunuldu. Hapishaneden çıktıktan sonra hayatına yeni bir yol çizmeye çalışan birinin hikayesi konu ediliyor.
Farklı başlangıçla gündeme giren dizi ilk başta fragmanlardan görüp önemsemedim sonra diziyi kısa bir bölümünü izledim. Daha sonraki gün ise tekrarını izledim. Ön yargılı olarak dizide yine kadın profili kullanılıp meyhaneye özendirilmeye çalışılıyor düşüncesindeyim.
Reyting için bir sürü televizyon programlarında alışıla gelmiş konuların bütünü çerçevesinde işlenen konuların yelpazesini görmekteyiz şeklinde yazımı bu şekilde tamamlamak istiyordum. Sözlerime birkaç cümle dahi ekleyecektim Türkiye’de Meclisin, milli mücadelenin başladığı başkent Ankara meyhane kültürü ile tanıtılır mı sorusu da içimden geçmiyor değildi. Fakat Yılmaz Erdoğan bu filmde edebiyata dair konuşmaları ile dikkat çekmekte. İlk bölümde bana vurucu gelen replikle bence gönülleri tam on ikiden vurdu Azem karakteri “Ben içeri girmeden önce insanların telefonları vardı, şimdi telefonların insanları var…” İnci tanesi gibi yazılmış espriler, sözler, şiirler… Yılmaz Erdoğan’ ı izlemeyi onun kalemini özlemişim. Yine şiir sevdalısı olarak kendime pay çıkaracağım bir izlenimim daha var, yazarların ve şairlerin son günlerde tartışma konusu olan insanlar duygularını yitirmeye başladı. Şiirler artık can çekişiyor bununla kalmıyor. Şiir eski değerini yitirdi duygular öldü diyenlere bu dizideki kısa şiir dizeleri kapak olacak düşüncesindeyim. İmgeler ve benzetmelerle şiir eski itibarını kazanacaktır düşüncesindeyim. Yılmaz Erdoğan’ın bu diziye pek çok katkı sunacağı daha ilk bölümden belli oldu. Seyircisi ve reytingi bol olsun temennisi ile inşallah güzel mesajların işleneceği dizi olmasını diliyorum yolu açık olsun.