Bu hafta benim çok sevdiğim iki insanı dile getiren Namık Açıkgözün'ün yazdığı yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
İki Muhsinden bir Muhsin Çelebi,birde Muhsin Yazıcıoğlu.
Muhsin Çelebi, Ömer Seyfettinin pembe incili kaftan hikâyesindeki kahraman.Diğeri gerçek hayattan bir kahraman...
Ömer setfettinin pembe incili kaftan hikayesini ilk okuduğumda orta okuldaydım.Daha sonraki yıllarda bu hiķayayi defalarca okudum.
Kimseye eyvallah etmeyen Muhsin Çelebi. Gariplere,yetimlere,öksüzlere, fukaraya,zayıflara yardım eden,Sofrasında hiç misafiri eksik olmayan cömert,hayırsever bir şahsiyet.Bütün bu vasıflarının yanında cesaretiylede ideal insan anlatımın zirvesindedir.Özelliklede Şah İsmail karşısında segilediği tavır dillere destandır..
Şah İsmail, Muhsin Çelebiyi huzuruna Çağırır.Ona oturacak yer vermiyerek,güya büyüklüğünü gösterip,kendisine saygıda bulunmasını ister.Muhsin Çelebi bu tavır karşısında, eğilip bükülmeden,üzerindeki çok kıymetli pembe incili kaftanını yere serer üzerine oturuverir.Şaşkınlık içinde kalan Şah İsmail duruma sinirlenir.Hükümdarın fermanını veren Muhsin Çelebi hemen ayağa kalkar,Şahın ve adamlarının gözlerinin içine baka baka kapıya doğru yürür.Şah,kaftanını vermelerini ister.Muhsin Çelebi;
Biz üzerine oturduğumuzu üstümüze almayız,Onu size bırakıyorum.Sarayınızda büyük bir milletin elçisini oturtacak seccadeniz,şilteniz yok.der ve çıkar gider...
Lise yıllarında dernekte,ocakta konuşurduk bu hikayeyi.O zamanlarda bir çok Muhsin Çelebiler çıktı ortaya.Omuzlasalar,dünyayı değıştirecek güçte olduğuna inanan gençler..Dünyaya eyvallahı olmayan,kimsenin karşısında eğilmeyen,kimsenin elini,eteğini öpmeyen gençler..!Her biri Muhsin Çelebi olan gençler..Bunlardan biride Muhsin Yazıcı oğlu.Sonrasında yiğit bir genç.Ankarada..
Muhsin Yazıcıoğlu,Sivasın bir köyünden çıkıp gelmiş yağız delikanlı.
Kımseye eyvallah etmemiş...Ne gençlik liderliğinde döneminde,nede siyasetin bizatihi içinde olduğu dönemde.Asla "Tabasbus ve tekâpu"sergilememiş bir Sahsiyet...
" Firavuna karşı çıkmak yetmez,Musanın yanın yanında olmak gerekir"diyen Muhsin Yazıcıoğlu...
Haksız bir davada sultanlık yapacağıma,haklı davada gerekirse tek başıma yürürüm.diyen bir Muhsin Yazıcıoğlu...
" Bu ülkede dürüst olmak başa beladır,ama o bela başımızın tacıdır.diyen ve "Men istirem belayı çü ister bela beni"diyen Fuzulinin gerçek torunu olduğunu gösteren Muhsin Yazıcıoğlu...
Vatan aşkı maya gibidir,Sütü bozuklara tutmaz,diyen bir Muhsin Yazıcıoğlu...
Şehit cenazesininde geç gelen paşaya,bu yüreği ağlayan insanları neden bekletiyorsun.?Cenaze beklemez paşa paşa diye fırçasını atan bir Muhsin Yazıcıoğlu...
Mamakta bir devrimciyi döven askere bağırarak,neden dövüyorsun ?oda bir insan deyip gönülleri feteden bir Muhsin Yazıcıoğlu...
Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz,hakim olamadığımız,bir dünya için,bu kadar fırıldak olmanın anlamı yok.diyen bir Muhsin Yazıcıoğlu...
28 Şubat karanlığında "Nam lusunu milletine çevirmiş bir tanka asla selam durmam" diyen bir Muhsin Yazıcıoğlu...
Neticede birisi hikaye kahramanıda olsa,erdemi ile bizleri büyülemişti.Diğeri gerçek hayatın bir parçası olarak bizim kuşağın kahramanı.Lideri Muhsin Yazıcıoğlu...
Tarih bizleri bu iki Muhsin arasında yaşattı.Iki muhsinide özlüyoruz.Acaba analar bir daha Muhsinler hediye edermi? bizlere.Siyasetimizin seviyesi çok düştü.Gel artık ey muhsin başkanımız bu millet seni çok özledi.Hep senin gibilerini arıyor.Kızdığında kimseye hakaret etmeyen,çirkin sözler söylemeyen,insanları ötekileştirmeyen,Hazine yardımı ne demek,fakirin parasıyla siyasetmi yapılır? diyen,Aldığı parayı bile Şehit ailererine veren,soruluncada ha yetim hakkı yamişsiniz,ha devletin parasını diyen,Muhsin başkan mekanın Cennet olsun.Nur içinde yat.