IKBY, MİLLİ MÜCADELE RUHU VE TÜRKİYE İLE TERÖRDEN KURTULUR

Abone Ol

Son üç yıldır yazılarımda ve konuşmalarımda sıklıkla; "IKBY'yi ve Başkan Neçirvan Barzani'yi zorlu günler bekliyor…

1 Ocak 2021 de kaleme aldığım “Kocaman tohum” başlıklı yazımda Erbil Yönetimi’ne de sesleniyordum aslında… Çünkü bana göre 2020’nin ikinci yarısında Barzani Yönetimi’ne yönelik çok ciddi bir sorunun fitili ateşlendi ve oradan çıkışın tek rehberi Türkiye olacaktı…

1 Ocak 2021’de ne demiştim özetle hatırlayalım mı; “Yeniden inşa” gibi bir şey bu... Olur mu demeyin! Olmak zorunda çünkü dünya hızla değişirken liderler de kendisini, ülkesini, yönetim kadrolarını, vizyonlarını güncellemek zorunda…”

Son üç yıldır yazılarımda ve konuşmalarımda sıklıkla; “IKBY’yi ve Başkan Neçirvan Barzani’yi zorlu günler bekliyor… Sahadan aldığım veriler burada gizli bir gerginliğin mevcut olduğunu bir süre sonra da derinlerde yaşanan bu çatışmaların mutlaka gün yüzüne çıkacağını gösteriyor” demiştim… Bu cümlelerime her seferinde IKBY içinden “öyle bir şey yok her şey mükemmel” cevabını aldım…

Hatta “terör sadece dağda değil en tehlikeli olan şehirlerde ve kurumlarda yer alan terördür… Türkiye’nin de geçmişte yaşadığı şimdilerde temizlenmeye başlayan terörün en önemli besleyici kaynakları olan iş-STK-kurum-basın-medya yapılanmalarına da acilen müdahale etmeli Erbil Yönetimi” tespitlerime Erbil merkezli bir medya kuruluşundan bana karşı büyük bir tepki gelmişti; “bizi neden hedef yapıyorsun” diyerek…

”Dost; menfaat elde etmek için yalan olanı değil, hata yapmaman için acı gerçeklerle yüzleşmeni sağlayandır” unutulmasın…
İddia ediyorum sadece Ortadoğu’da değil tüm dünyada Türkiye ve IKBY kadar birbirini uyumla tamamlayan iki başlık daha yok… Geçmişiyle, tarihiyle, kültürüyle, akrabalık bağlarıyla Türkler ve Kürtler birbirini muazzam tamamlıyor bu net.. Bu sebepten emperyalizmin tarih boyu yürüttüğü tüm planlar bu ikilinin yan yana gelmemesi üzerine kurgulandı…

Evet Irak’ın kuzeyinde devam eden kararlı terörle mücadele PKK bileşenlerini iyice köşeye sıkıştırınca Kürtlere yönelik tehdit, nefret ve şiddet dili de en üst seviyeye taşınmaya başladı…
Türkiye öncülüğünde devam operasyonlara ve Pençe Kilit Harekatına IKBY’nin de destek vermesi PKK ve yandaşlarının yüzündeki maskelerin düşmesine sebep oldu… Onlarca yıl zikrettiği “Kürtlerin demokratik hakları ve özgürlüğü için mücadele veriyoruz” türevindeki cümleleri bırakıp gizledikleri tüm öfke lavlarını Kürtlere püskürtmeye başladı PKK…
Saçmalık şu; Kürtlerin evine, malına, işine, köyüne, çocuklarına, eğitim-öğretim-gelecek haklarına, özgürlüğüne, umutlarına, hayallerine el koyarak hepsini kendine ait birer mal gibi kullanacaksın fakat bir Kürt bile çıkıp kendi hakkını savunamayacak… PKK yakacak, yıkacak, talan edecek fakat kimseler çıkıp bir dakika dur demeyecek…
İşte PKK’nın özgürlük, barış, adalet, hak, hukuk anlayışı tam da bu! Türkiye’de yaşanan Hendek Terörü sürecini unutmadık!
Bizler ta başından beri bunu çok net biliyor, görüyor ve buna karşı devletimizin yanında dik duruşumuzla Doğu ve Güneydoğu illerimizde yaptığımız tüm çalışmalar ile mücadelemizi veriyorduk zaten… Şükürler olsun ki şimdi Kürtlerin tamamı PKK gerçeği ile yüzleşmeye başladı ve karşı tavrını ortaya koydu…
Türkiye’nin geçtiği ve geçmeye devam ettiği terörle mücadele-arınma yolundan şimdi IKBY de geçmek zorunda başka çare yok… Ve IKBY’nin acilen “Milli Mücadele Ruhuna” ihtiyacı var… Sadece yetkililer, Peşmerge, polis ile olmaz terörle mücadele… Her birey canla başla elinden geleni yapmalı, topraklarının huzuru ve güvenliği için… Bunun için de tıpkı TSK ve MİT’in başarı operasyonları gibi Türkiye’deki sivil bilinçte Erbil Yönetimi dahilindeki insanlara rehber olmalı… Bizler mi? Şimdiye kadar elimizden geleni yapmaya çalıştık basın-medya-ziyaretler-tanıtımlar-kadın ve gençlik buluşmaları ve daha nicesiyle… Bundan sonra da üzerimize düşen ne varsa yapmaya hazırız komşumuzun huzuru ve güvenliği için…