HERKES MUTLU MEMNUN, DERDi OLAN BİR BEN MİYİM YARABBİ ?

Ramazan'da iftar açılan TOKİ konutlarının hak sahiplerine ne zaman teslim edileceği ile ilgili uzun zamandır kimse bir açıklama yapmıyor.

Abone Ol

HERKES MUTLU HERKES MEMNUN DERDi OLAN BİR BEN MİYİM YARABBİ ?

2023 yılının sonunda ve 2024 yılının ortalarında teslim edileceği söylenen TOKİ konutlarının teslim tarihi yılan hikayesine döndü.

Seçimlerden 12 gün önce kura çekimi yapılan ve hatta Ramazan'da iftar açılan TOKİ konutlarının hak sahiplerine ne zaman teslim edileceği ile ilgili uzun zamandır kimse bir açıklama yapmıyor.

Mart seçimleri sonrasında Türkiye genelinde olduğu gibi Adıyaman'da da hem seçilmişler hem onları seçenler büyük bir rehavete kapılmış durumda.

Vekillerimiz seçim sonrası ziyaret ettikleri kurum ve kişileri ve kendilerini ziyaret edenleri paylaşıyor. Çiçeği burnunda belediye başkanımız da hakeza. İki ay aşkın bir zamandır Çevre Şehircilik Müdürlüğü ve Afad tarafından gelişmelerle ilgili yapılan bir açıklama da yok. Bunca rahatlığın içinde Sayın valimizin de gayet rahat bir şekilde çalışmalarına devam ettiğini söyleyebiliriz...

Hani ziyaretleri ve iade-i ziyaretleri çıkardığınızda son 60 güne dair Adıyaman'la ilgili ne verilen bir vaadin ne yapılacak bir yatırımın ne de geleceğe dair umuda kapılmamız için elde avuçta bir şey olmadığını görürsünüz.

Konteyner kentlerde kalanlar halinden memnun olunca hatta oradaki ömrünü uzatmak için araya hatırı sayılır adamlar koyunca gidişatla ilgili soru soranlar haliyle kelaynak muamelesi görüyor.

Belediye açısından somut bazı adımların atılması için henüz erken, bunu biliyoruz. Ama TOKİ konutlarının hızlandırılması için ilgili kurumlarla ne tür görüşmeler yapıldığını, şehrin yeni mimarisi için herhangi bir çalışma yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz.

Emlak-Konut mülk sahipleri ile görüşmeden, fikirlerini almadan şehrin en güzel yerlerine çökerken belediye ile herhangi bir istişare halinde mi değil mi onu da bilmiyoruz.

Enkaz haline gelmiş ve insanların sevdiklerini ve olanca birikimini kaybettiği bir şehirde Emlak Konut'un mesela rayiç bedeli 300 milyon TL olan bir yere 35 milyon teklifte bulunması ve mülk sahibinin kendisine sunulan teklifi kabul etmemesi durumunda hiçbir şeyin değişmemesi tuhaf gelmiyor mu kimseye?

Emlak Konutun rezerv alan ilan ettiği bölgelerle ilgili nezaketen de olsa belediye başkanının fikrini alması gerekmiyor mu? Ya da fikrinin dahi sorulmasına gerek duyulmayan belediye başkanının bundan rahatsız olması?

Atatürk Bulvarı ve şehrin en güzel yerlerinin Emlak Konut tarafından rezer alan ilan edilmesi başta herkeste bir memnuniyet yaratmış olabilir. Ama gidişat gösterdi ki Emlak Konut vatandaş bir an önce normal hayata dönsün diye değil, resmen rant elde edebileceği alanlara el atmış durumda.

Rezer alan ilan edilen bölgelerle ilgili Adıyaman Belediyesi aktif bir rol oynamadığı sürece emlak konut dilediğince at koşturmaya devam edecektir.

Peki çökülen mülklerine karşılık sadaka verilen vatandaşlarımız ne yapmış bugüne kadar? Önüne gelene dert yanmaktan ve dost meclislerinde İsyan etmekten başka bir şey yaptıkları yok.

Bana gelince arkadaşlar, oturduğum ev dışında ne şehir merkezinde ne kenar mahallelerde ne de Türkiye'nin herhangi bir yerinde tek karış toprağım, arsam ya da tarlam yok. 20 yıl önce almış olduğum ama tapusunu alamadığından dolayı hak sahibi de olamadığım bir bürom vardı malumunuz o da yıkıldı.

Dolayısıyla ne TOKİ konutlarıyla ne konteyner kentlerle ne rezerv ilan edilen alanlarla ilgili direkt şahsımı ilgilendiren herhangi bir şey yok.

Esas rahatsız olması gerekenler, yaşananlar karşısında İsyan etmesi gerekenler, hakkını hukukunu araması gerekenler susunca onlar adına birkaç şey söylemek bize düşüyor.

Bu şehri ve bu ülkeyi her şeyiyle evimiz ve ailemiz gibi görüyoruz.

Konteyner kentlerde yaşamın devam etmesinden konteyner kentlerde kalanlar memnun olsa dahi biz memnun değiliz.

TOKİ konutlarının geciktirilmesinden ve dolayısıyla fahiş bir şekilde artan kiralardan kiracı olmadığımız halde memnun değiliz.

Emlak Konut'un mülk sahiplerinin fikrini almadan, herhangi bir anlaşmaya gitmeden ve kendilerine tam olarak ne sunulacağını söylemeden vatandaşın mülküne çökmesindan hak sahibi ve mülk sahibi olmadığımız halde memnun değiliz..

Yıkımların henüz bitmediği, camilerin ve okulların kaderine terk edildiği, sokakların ve caddelerin delik deşik olduğu, mahalle aralarındaki binlerce molozun henüz kaldırılmadığı, TOKİ konutlarının teslim tarihinin ve maliyetinin henüz kesinleşmediği ve 50.000'den fazla vatandaşımızın konteyner kentlerde yaşadığı bir şehirde Emlak Konutun çizdiği yol haritasından rahatsız olanların rahatları kaçmasın diye sessiz kalmalarından da memnun değiliz.

Bu şehir herhangi bir şehir değil.

Bu şehir on binlerce sevdiğini toprağa gömmüş bir şehir.

Bu şehir yerle yeksan olmuş, enkaz haline gelmiş bir şehir.

Dolayısıyla Emlak Konut bu şehirde İstanbul'da, Ankara'da, İzmir'de ya da deprem yaşamamış herhangi bir ilde yaptığını yapmaya kalkamaz.

Bu şehir Emlak konut'un insafına terk edilemez.

Ve emlak konutun rezerv alan ilan ettiği bölgelerden haberdar olmadığını söyleyen çiçeği burnunda belediye başkanımızın da şehrin yeni imar durumu ile ilgili yapılan bütün çalışmalara acilen müdahil olması gerekiyor. Haberdar olmaması, haberdar olup bir şey yapamamasından daha üzüntü verici çünkü.

STK'ların şehrin gidişatıyla ve bütün bu yaşananlarla ilgili henüz bir açıklama yapmamış olmalarıyla ilgilenmiyorum; olmayan şeylerle ilgilenmeyi bırakalı çok oldu çünkü...

25 Mayıs Cumartesi 2024 / 22.15