6. Şubat gecesinde yaşadığımız acı dolu günleri şiddetli yağmurun altında kaldığımız duyguların ve acıların karıştığı anlar ne yapacağını bilmeyen canlar kurtulmayı bekleyen binlerce can varken yardım edememek acıların en büyüğü olmuştu.
Odamın dört duvarı zulüm derken evimizin 4 çıkış kapısı olmasına rağmen içerde mahsur kalmanın acı yüzü ve duvarsız evlerin perdeleri rüzgarda savruluşu
Dallara küsüp giderken çiçekler derken
Nice canlarımızı toprak altında kaybetmenin acı hüznüdür
İnsan soğurmu kendlnden evet bu kadar yardım bekleyen varken ve yardım edemiyorsa soğur o an ölmek ister
Kaç sigara yakıldı enkaz başında beklerken kaç dumanı söndürdü rüzgarlar eserken Yıkılan koskoca Şehirde
Medeniyetler Şehriydi Hatay Antakya yeniden yeşerip küllerinden doğacak tıpkı yeni doğmuş bebek gibi tomurcuk olan çiçek gibi sokakları yine neşe dolacak cıvıl cıvıl kuşlar ötecek.
AH BE HAYAT AH
Ayaz bir gecenin sabahında
Yarım kalmıştı şaha kalkan duygularım
Dağların ardında doğan güneşle başladı acılarım
Yerle bir ettin yürek şehri mi
Bir türkünün bitişi gibi
Nasılda yıktın hayallerimi
Mum gibi erittin şu bedenimi
Mevsim Sonbahar yaz
Ah be hayat ah
Duygularım karmakarışık ve ayaz
Odamın dört duvarı zulüm
Yüzümden ipek perdeleri yırtıp da atar
Karanlık geceyi arar oldum
Dallara küsüp giderken çiçekler.
İnsan soğur mu kendinden
Masumiyetin zerresinden
Alt alta kalan toz duman kokan yelin den
Ah be hayat ah
Kaç sigaramın dumanında yazdım sana şiirlerimi
Hatay Antakya Medeniyetler Şehri mi
Yeşerip doğacaksın küllerinden
Olsada sonbahar kış mevsimi
Leylaklar açarken deniz sahilinde
Bir çocuğun gülüşünde
Kuşların kanat çırptığını
Sokakların cıvıl cıvıl aydınlığını.
İnadına inadına
Göreceğim seni yeniden.
(Sultan) Nurten Ergin.
24.8.2023.
ANTAKYA.