Hasan Pulur:
22 Mayıs 1971'de de Bingöl'de 8 şiddetinde deprem olmuştu, dönemin İmar ve İskan Bakanı Salahattin Babüroğlu'ydu, 10 gün önce de Burdur depremle sarsılmıştı.Babüroğlu, her iki depremle ilgili anılarını, teşhis ve tespitlerini, 1998'de "Deprem ve Devlet" adını verdiği bir kitapta topladı.Bunların hatırlanmasında fayda olduğunu düşünüyoruz.***ŞİMDİ, Bingöl'de her kafadan bir ses çıkmakta, herkes koşturup durmaktadır.Buna benzen günleri yaşayan Babüroğlu anlatır:"Halkımızın geleneksel yapısı, dini inançları, kader bu imiş, Allah'tan gelene katlanılır, takdiri ilahi inancı, ilk günlerde ılımlı hava oluşmasına yardımcı olabilir. Ama zaman içinde bu ruh halinin dağıldığı görülür.Hakkı olmadığı halde yardımlardan pay almak isteyenlerin tahrikleri, şikayetleri, yoğunlaşabilir. Abartmalar, abartılı haberler halk arasında ve basında filizlenir. Bilgiçlik taslayanlar, siyasi çıkar umanlar, bilmediğini bilmeyenler ya da bilmediğinin farkında olmayanlar, akıl hocaları, hiçbir şeyden memnun olmayanlar, seçmene fiyaka yapanlar, siyasi iktidarın kendilerinde olduğunu sananlar kara ve gri propagandalarla ortalığı karıştırabilirler. Yönetimler bu olasılıklara karşı örgütü, bilgili ve hazırlıklı değillerse sıkıntılı ortam tüm ülkeyi rahatsız edebilir."Bingöl'deki yetkililerin, deneyimli bir bürokrat ve politikacının bu tespitlerinden faydalanacaklarını umarız.***HER depremin, bürokratik ve bürokrat sorunu vardır, genellikle "yorgun bürokratlar" sorumluluk almaktan kaçınırlar, "ileride bunun hesabını benden sorarlar" endişesiyle, gereken heyecan ve sorumluluğu gösteremezler.Babüroğlu böyle bir örnek verir...Bir kamyonda bekleyen 320 mahruti çadır vardır, Babüroğlu bu çadırların en uzak dağ köylerine gönderilmesini söyler. Vali yanına yaklaşır, çadırların geri gelmeyeceği endişesindedir, hatta bir çadırı dörde bölüp, dört çadır iade edebileceklerini söyler.
Babüroğlu, herhalde içinden "Lahavle" çeker:"Endişe etmeyin bu çadırları geri alıp almamak bu aşamada önemli değil... Halkı bir örtü altına almak ilk hedefimizdir."
***HER depremden sonra tartışma başlar:"Bu inşaatları kim yaptı, özellikle devlet yapılarını hangi müteahhit yaptı, kim teslim aldı?
"***BİR soru da bizden:"BU arazide bu inşaatlara kim izin verdi?"Bu sorunun en veciz cevabı, Babüroğlu'nun anlattığı olaydır.1939 depreminden sonra, Erzincan'da uzmanlar harita üzerinde bir fay hattı çekerler, bu hattın güneyinde, iki kattan daha fazla konut yapılması yasaktır.
Bakanlık, uzun bir süre sonra, kuralın değiştiğini, 4 kata izin verildiğini görünce belediyeye sorar:"Dört kat inşaata nasıl izin veriyorsunuz?" Cevap gelir:"Fay hattını, Belediye Meclisi kararıyla daha güneye aldık!"Siz olsanız "Komik, bilimden uzak, kültürden nasipsiz, böyle bir yanıta ancak fıkra kitaplarında rastlanır" demez misiniz?Babüroğlu da öyle der. h.pulur@milliyet.com.tr TAM 32 yıl sonra, yine mayıs ayı, yine Bingöl ve yine deprem... 2 Mayıs 2003 Milliyet gazetesi