Hafta sonu GAP Gazeteciler Birliği & Kâhta Gazeteciler Cemiyeti olarak, Adıyaman Turizmini Değerlendirmek için Nemruttaydık...
Heyet önce Kâhta Belediye Başkanımız Sn. Yusuf Turanlı’yı ziyaret ederek devam eden projeleri hakkında bilgi aldı. Kahta'nın çehresini değiştirecek projelerin hayata geçirildiği ve geçirilecek projelerle ilgili heyetimize bilgiler verirken Başkan Turanlı bayağı kararlıydı.
Kâhta’nın ve ilimizin gelişmesine katkı sağlayacak, Kâhtalıların yararına olacak tüm çalışmalarında desteğimizi kendilerine ifade ettik çalışmalarında başarılar diledik.
Oradan Kahta 02 Spor’un Başkanı Sn. Musa Yıldırım'ı ziyaret ederek şampiyon takımın başkanını kutladık ve tarihinde ilk kez 3.Lige çıkan Şampiyon Kahta 02 Spora 3. Ligde başarılar diledik.
Daha sonra memleketimizin tarihi ören yerlerini görmek ve turizmdeki durumu tespit için yola koyulduk.
İlk olarak Karakuş Tümülüsüne (girê Qêrikûş) gittik. Bilindiği gibi Karakuş, Şahlık hanedanlığının kadınları İsias, Antiokis ve küçük yaşta vefat eden Aka’nin mezarlarının yer aldığı bir ataşgahdır. Hali hazırda Karakuş’taki eksiklikler bir tarafa, birkaç gün önce çıkan yangında küle dönen kafeteryanın o hali ve bakımsız görüntüsü bizleri karşıladı. Tümülüsün etrafını çevreleyen tarihi kalıntıların yıkılmış, dökülmüş ve bakımsız durumuna bir kez daha içlendik.
Daha sonra Cendere Köprüsüne (Pira Gendenê) doğru yola çıktık. Alışık olduğumuz o hırçın, asi nehrin, susuz, adeta nefesi kesilmiş sessiz çığlıklarına şahit olduk. Buradaki çöp yığınları, hijyen ve ihtiyaç giderecek eksikliklere bir kez daha şahit olduk. 2000 yıllık tarihi geçmişiyle böylesi muhteşem bir harikalar diyarında doğru düzgün bir tesisin olmayışı geleceğimizden bir şeyler eksiltmeye devam ediyor...
Oradan Nemrut'a (Çiyê Bêli) doğru yöneldik. Eski Kahta’da yani Kocahisar köyünde yer alan Arsameia kadim kentine ve kalesine çıktık. Bilindiği gibi bu kent, Şah Arsames (Arşama) tarafından kurulmuştur ve burada Şah Antiokos’us babası muzaffer Mithridates’in mezarı ve ataşgah bulunmakta. Nemrut güzergahı üzerinde bulunan, bir dönem Kommagene uygarlığının başkenti olmuş, savaş dönemlerinde savunma amacıyla kullanılan Arsameia Antik Kenti'ne dar bir patika yoldan çıkıyorsunuz. Bu yolun üzerinde bir heykel ve su sarnıcı bulunuyor. Yukarı doğru ilerledikçe karşınıza Kommagene Şahlığını zirveye taşıyan büyük Şah Antiokos'un babası Mithridates'in mezarı çıkıyor. Zirvesine çıkıp bütün bölgeyi önünüze seren muhteşem bir manzarayla karşılaşıyorsunuz...
Daha kısa sürede zirveye çıkmak için yapılan Kral’ın Yolundan (Şah Yolu) tırmanmaya devam ettik. Sırtını dağa yaslamış doğa harikası Euphrat (Oy Fırat) Otel’e girişimizde gecenin sessizliğini bozan “Nemrut’un Kızı Yandırdı Bizi“ müziği Pilêş dağlarında yankılanıyordu...
İkramlardan sonra Otel Yönetiminin düzenlediği sıra gecesi, yanı sıra Adıyaman'ın değeri, Şair Hasan Emre Abinin şiirlerine geldi, bu şiir saati herkesi adeta mest etti...
Birkaç saat dinlendikten sonra sabaha doğru saat 3:30’da gün ışığını karşılamak üzere zifiri karanlıkta zirveye tırmandık. Yol çalışmasından dolayı doğuşa kılı kılına yetiştik.
Dikkatimi çeken bir durumu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Kafeteryanın girişindeki bilet işlemlerinin daha hızlı bir şekilde yapılması gerektiğini düşünüyorum. Gelen misafirlerin gerektiğinden fazla bekletildiğine şahit olduk. İster batışa gitsin ister doğuşa hiçbir ziyaretçinin bekleme lüksü yoktur...
Güneşin ilk ışıklarıyla zirveye çıkan turistlerin sevinç çığlıkları birbirini selamlıyor. Tüm bölgeyi önünüze seren o muhteşem temaşa zevki, dağı kızıla boyayan günün ilk ışıkları etrafı aydınlatıyordu. Doğa harikası bu eşsiz dağların güzelliği karşısında insanın zihni başka diyarları önüne seriveriyor ve fani dünyada nurun ve güzelliğin müjdesini veriyor adeta.
Çekilen kartpostallık resimlerin heyecanıyla kendimizi zirveden aşağı doğru bıraktık. Dağlarla çevrili otelimize huşu içerisinde istirahate çekildik…