Ne kadar yayla kızı olduğumu merak ettim, kendimi birkaç teste tabi tuttum. Ormanlarımıza ve çocukken koştuğum yerlere gittim, ancak temkinli yürümeye başladım. Bostanlardan salatalık aldım, çiçeği üstünde biberlerin taç yapraklarını saydım, acı mı tatlı mı olduğunu anlamak zor olmadı. Ah, tabii, kavun çıktı; yanılmam, kabuğundaki ağ desenleri belirgin ve alt kısmı hafif yumuşak bir tane seçtim!.. "Hay Allah, bu kadar becerikli olmak herkese nasip olmaz" şımarıklığıyla tuttum evin yolunu.
Tesadüf diyoruz ama bilge öğretileri, tesadüflerin de tesadüf olmadığını öğretti. Hoş geldin Ağustos, bir yaş büyümeme rağmen seni yine seviyorum.
Hayat sürprizlerle dolu, hep söyleriz ve yaşarız. Bakmışsın, aniden hem de aniden, "olmaz" dediğiniz her şey olmuş! Her şeye hazırlıklıyım. Kimseye, kimselere ve gidenlere üzülmediğimiz gibi her şeyi hoşgörüyle karşılıyoruz artık. Şaşkınlıkları rafa kaldırdım; herkesten her an her şey bekliyorum. Belki de bu yüzden kendimizi çok sever olduk bu vakitlerde.
Ben minik bir çiftçiyim. Öğrendim; meğer ne zor imiş 2 ot yolup 3 saat istirahat etmek!..
Feslegen ekip gül toplamak da tohumun cilvesi.
Ey Ağustos, ey hayat, güzel sürprizini bekliyorum. Yaşadıkça var olacak umudum. Çünkü umut demek yarın demek, umut demek gelecek demek, umut demek –belki de sırf bu nedenle- "şimdi"nin yıkıcılığına perva etmeyip daima güzel yarınların geleceğine inanmak demek.
Kalın sağlıcakla.
Kıymet Şahin / 2024