EVVEL EĞİTİM!.. AHİR EĞİTİM!..-1-

Abone Ol

Üç yıl kadar önce kaleme alınan aşağıdaki satırları, ele alınan sorunun giderek derinleşmesi üzerine yeniden paylaşmak istedim.

Allah ömür verirse, bir 3 ve hatta 6 yıl sonra; mesela: Türkiye cumhuriyeti Devletinin Kuruluşunun 100'üncü yılında bir daha gündeme getiririz.
Bilindiği gibi, gezegenimizde yaklaşık 1 milyar 500 milyon civarında Müslüman yaşamaktadır.

Yani, toplam dünya nüfusu içinde her 5 kişiden biri Müslümandır. 
Her bir Hindu'ya 2 Müslüman, her bir Budist'e karşılık 2 Müslüman vardır ve 
her bir Yahudi'ye karşılık 100 Müslüman bulunmaktadır. 
Peki!.. Bu kadar kalabalık bir inanç topluluğu neden bu kadar güçsüz; neden böyle geri ve sefalet içinde? 
Neden acabai? 

Fakir coğrafalarda mı yaşıyorlar; hayır!.. 
Yeraltı kaynakları mı yok; ne münasebet!.
Peki neden, neden, neden?..
Rakamlara baktığımızda nedenleri apaçık görüyoruz!..
İslam Konferansı Örgütü'nün (OIC) 57 üyesi var ve bu ülkelerin tümünde sadece ve sadece 500 adet üniversite var!.. 
Yani üniversite başına 3 milyon Müslüman düşmektedir. Başka bir deyişle 3 milyon kişi için bir üniversite yapılmıştır 
Bunların kalitesi de ayrıa bir sorun!.
Buna karşın; sadece ABD'de 5 bin 758 adet üniversite var. 
Shanghai Jiao Tong Üniversitesi tarafından 2004 yılında hazırlanan “Dünya Üniversitelerinin Akademik Değer Listesi ”ne

Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiç birinden ilk 500’e tek bir üniversite dahi girememiştir. 
Neden?

Sebep kalitesiz ve ezberci eğitim...
İslam ülkelerinin okuma-yazma oranları da evlere şenlik…
UNDP tarafından toplanan verilere göre Hıristiyan dünyasında okuma-yazma bilenlerin oranı % 89’dur.

Bunların %98’i ise en az ilkokul mezundur ve 
100 kişiden 40’ı üniversite mezunudur. 15 Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkedeki okuma-yazma oran ise %100’dür,

yani bu 15 ülkede okuma-yazması olmayan tek kişiye rastlamak olası değildir!. 
Müslüman ülkelerde durum bunun zıddıdır:

100 kişiden sadece 40’ı okuma-yazma bilir ve herkesin okuryazar olduğu bir tek Müslüman ülke yoktur!. 
Bunların %50’si ilkokul mezundur ve sadece %2’si üniversiteyi bitirmiştir.
Peki ya bilim insanları sayısı…
ABD’de toplam bilim adamı sayısı 4.000, Japonya’da 5.000’dir.

Müslüman çoğunluğa sahip 57 ülkedeki toplam bilim adamı sayısı ise sadece 230 kişidir. 
Akademisyenlerin hepsi bilim insanı değildir. Bilim insanı demek, pozitif bilimlerle aktif olarak uğraşan kişi demektir.

Ve her 1 milyon Müslüman kişiye sadece 1 bilim insanı düşmektedir. 
Teknisyenler bakımından Müslüman çoğunluklu Arap ülkelerdeki durum daha da kötüdür:

Her 1 milyon Müslüman Arap nüfus içinde 50 teknisyen bulunmaktadır.

Hıristiyan dünyasında ise her bir milyon kişi içinde 1000 teknisyen bulunmaktadır. 
Sebep: Kalitesiz-ezberci eğitim ve ARGE’ye yeterli kaynak ayrılmaması... 
Çünkü Müslümanlar gayri safi milli gelirin yalnızca % 0,2’sini araştırma-geliştirme bütçesi olarak ayırıyor.

Buna karşın Hıristiyan dünyası araştırma-geliştirmeye % 5 oranında, yani 25 kat daha fazla fon ayırmaktadır.
Neticeten: İslam dünyası yeni bilgi üretebilecek kapasiteden yoksundur.

Ayrıca dünyanın ürettiği bilgiyi kendi halklarına öğretmekte de başarısızdır. Bunun kanıtı ise ileri teknoloji ihracat rakamlarında saklıdır: 
Pakistan’ın ileri teknoloji ihracatının toplam ihracatın içindeki oran %1’dir. Suudi Arabistan, Kuveyt, Fas ve Cezayir’in ise % 0,3’tür.

Hristiyan Singapur'da bu oran % 58'dir.
Gelecek, bilgi temelli toplumların olacaktır 
İlginçtir, Müslüman 57 ülkenin gayri safi milli hâsılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır.

Buna karşın 310 milyonluk ABD tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte;

Çin 8 trilyon dolar, Japonya 3,8 trilyon dolar ve Almanya 2,4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır. 
Mal ve hizmet üretimi; İspanya’da 1 trilyon doların üzerindedir.

Katolik Polonya 489 milyar dolarlık mal ve hizmet üretimi gerçekleşmektedir.

Budist Tayland 545 milyar dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapmaktadır. 
İşin daha acıklı tarafı ise şudur: 
İslam Dünyasının gayri safi milli hâsılasının tüm dünya gayri safi milli hâsılası içindeki oranı hızla azalmaktadır.

O halde Müslümanlar neden bu kadar güçsüzdür? 
Elcevap: Eğitim Yoksunluğu. 
Kelimenin tam anlamıyla söylersek; kaliteli ve çağdaş eğitim yoksunluğu.

Çok kesin biçimde söylersek; akılcı olmayan, ezberci, teslimiyetçi, din eksenli ve çağdışı eğitim..