Eski gazetelerde Silifke

Abone Ol

BÜYÜK MECMUA, no: 10,

tarih: 19 Haziran 1335 (1 Temmuz 1919)

sayfa: 153-154'de İçel Türktür diye bir yazı yayınlanmış. Tarihçi-Araştırmacı Ayhan Yalçın'ın tercümesiyle okuyucumuza sunuyoruz.

MEMLEKETLERİMİZ

İÇEL TÜRKTÜR

Bütün Anadolu gibi İçel kıtası da vaktiyle Hititlerin ellerindeymiş. İçel’in şurasında burasında görülmekte olan Hitit eserleri bunu teyit ediyor. Hitit yazısı ve tarihi hakkında Newyork’ta bir eser neşreden Jon Campbell ve Kitabı Mukaddes’in tefsirinde ve Hititler hakkında tetkikatta bulunan birçok İngiliz müellifler Hititlerin Turanlı olduklarını iddia ediyorlar.

Hitit heykelleri de bu fikri şiddetle kuvvetlendiriyor. Jon Taristang’a göre Yunanistan’a amazon efsanesi, mitoloji ve sanayi, Hititleri vasıtasıyla geçmiştir. Boğa dağlarının kuzey ve güney eteklerinde rast gelinen Hitit eserleri bize gösteriyor ki İçel’de Hititler uzun zaman oturmuşlar, toprakları ekmişler ve madenleri işlemişlerdir.

Turanlı bir kavim olmaları kuvvetle muhtemel olan Hititlerden sonra İçel tarafları Asurluların nüfuzu altına girdi. Bu zamandan itibaren İçel Sami kavimleri tarafından idare edilmiş ve Sami kavimler buralara yayılmaya başlamışlar.

Bunlardan sonra İçel ve Adana taraflarına İranlılar geldiler: Merkez bazen Halep ve bazen Misis olmak üzere bir satraplık vücuda getirdiler. Hicretten 1080 sene evvel Yunanlılar Akade ve Kıbrıs taraflarına yayılmaya başlıyorlar. Yunanlılar ancak sahillerde tutunabilip içeriler yine İranlıların ellerinde kalıyor. Ve İskender’in buralara gelmesine kadar bu hal devam ediyor.

Büyük İskender’den sonra İçel tarafları Selefkilerin ellerine geçiyor ve bugünkü Silifke kasabası adını buradan alıyor. Bir aralık Silifke payitaht (başkent) oluyor ve fakat sonra vaki olan muharebelerde tahrip ediliyor.

Roma generallerinden Pompeius’un gayreti ve iş bilirliği sayesinde Adana ve İçel tarafları Romalıların ellerine geçti. Selefkiler hükümeti ortadan kalktı. Romalılardan sonra İçel taraflarında Bizanslılar görüldüler. Hazreti Ömer zamanında Araplar Ceyhan ırmağına kadar gelmişlerdi. Hazreti Osman zamanında Muaviye’nin kumandasındaki İslamlar Kıbrıs’ı aldılar. Bir taraftan da Adana ve Kilikya sahillerini tuttular. Abdullah bin Serh bu muharebelerde Silifke’ye kadar sokuldu, valiliğine Süfyan bin Avnülzadi’yi tayin etti. Hazreti Osman’ın şehit olması üzerine Bizanslılar buraları almışlarsa da Muaviye tekrar zapt etti bundan sonra buralar elden ele geçti durdu.

Hilafet ve saltanatın Abbasilere geçtikten sonra Harun Reşit zamanında H. 182 senesindeki muharebenin neticesinde bütün İçel Arapların ellerine düştü. Şurasını unutmamak gerekir ki buraları fetheden kumandanların ve askerin birçokları Türk idi. Nitekim Mut kasabasını Ebul Ferec el Türki adında bir İslam kumandanı zapt etmiş ve valiliğine tayin olunmuştur.

Halife Mutasım zamanında Ankara muharebesi sırasında Türk kumandanlarından Afşın (Avçın) adındaki zat Ermenek ve Mut üzerinden Silifke’ye inmiştir. H 264 senesinde Mısır’da hüküm süren Tulunoğulları’ndan Ebul Abbas Silifke ve Mut taraflarını elde etmişti. H 325 senesinde Halep’te hükümet eden Beni Samdan’dan Seyfül Devle Adana ve İçel taraflarını zabt etmişti.

Bundan sonra İçel’e Türkler geldiler. Selçukiler zamanında Türkler İçel’e yerleşmişler ise de yine İçel’in şurasında burasında Hıristiyanlar müstakil ve toplu bir halde bulunuyorlardı. Bu hal Karamanoğulları zamanına kadar devam etti. Karamanoğulları elinde bütün İçel Türkleşti. Karamanoğulları kadar İçel’in imarına ne Romalılar, ne de başkaları gayret etmişlerdir. İçel baştanbaşa Karamanlıların eserleriyle dopdoludur. Karamanlılar salih ve asayiş halinde yaşasalar ve birçok muharebelere mecbur edilmeselermiş İçel ve Anadolu’yu pek vasi’ (geniş) ve şümullü bir surette imar ve ihya edeceklermiş. Sayısız gürültüler arasında devam etmiş olan kısa son hükümetleri zarfında vücuda getirmiş oldukları eserler bunu teyit ediyor.

(s. 154) Karamanlıların istiklali Mut kasabasında ilan edilmiştir. Osmanlılarca Karacahisar ve Söğüt kasabaları ne ise Karamanlılarca da Mut odur. Mut kasabasının 28 km batısındaki yaylada Nur Sufi’nin ibadet için çekilmiş olduğu mağara ile türbesi mevcuttur.

İçel ahalisinin Karamanoğullarına karşı büyük bir meyilleri vardır. Sultan II. Abdülhamit’in son zamanlarına kadar Ermenek kasabasında Mahmut bey camiinde Karamanoğullarının ruhlarına açıktan açığa Fatihalar okunurmuş.

Taşeli muharebeleri de İçel halkının Karamanoğullarına karşı besledikleri muhabbet derecesini pek güzel gösterir. Karamanoğulları dini siyasetten ziyade milli siyaset takip etmişler. Camilerin kapılarına kadar resim tasvir hak etmekten çekinmeyen Karamanlılar hiçbir vakit taassubu alet edinmemişlerdir. Karamanoğulları gerek İslamlara ve gerek Hıristiyanlara karşı daima adaletle hareket etmişlerdir.

Bugünkü İçel sancağı vaktiyle İçel ve Taşeli namıyla iki büyük parçadan ibaret imiş. Taşeli taraflarına bugün bile “Karataş İçi” adı verilir ki Adana vilayeti hududundan Mut’a kadar devam eden taşlık parçadır. Bu parça Boğa dağlarının güney etekleriyle Göksu ırmağı ve Lamas çayı arasındadır. Suyu kıt olan buralar çok sarp ve çetindir. Göksu vadisinin güney taraflarını da asıl İçel kıtası teşkil eder. Türkmenler yazın serin Boğa eteklerine ve Taşlık yaylalara çekildikleri için buralarda “Taşeli veyahut Tayşil” ve kışın sıcak yerlere, sahillere indikleri cihetle de “İçel” demiş olmalıdırlar.