4 gündür bütün tartışma programların ana konusu, Türkiye'de milliyetçilik ya da Türkçülüğün neden yükseldiği?
Türkiye'de öyle sanıldığı gibi bilinçli bir şekilde yükselen ya da alçalan bir şey yok.
Son 20 yılda Erdoğan kime el attıysa yükseldi, kimden elini çektiyse alçaldı.
Fetö'ye el attı yükseldi, elini çekti alçaldı.
Esad'a elini uzattı yükseldi, elini çekti alçaldı.
Çözüm süreci adı altında Kürtlere elini uzattı Kürtlerin mağdur olduğuna dair sesler yükseldi, çözüm sürecinden elini çekti neredeyse Kürt demek tehlikeli bir hal almaya başladı.
Mavi Marmara katliamına kadar İsrail'e demediğini bırakmadı, İsrail'e olan tepkiler yükseldi, sonra bana mı sordunuz giderken? dedi, Filistin meselesi Türkiye'nin gündeminden kalktı.
Siz benzer örnekleri Rusya, Almanya, Fransa, Hollanda, İngiltere, Arabistan, Mısır örnekleri ile çoğaltabilirsiniz.
İsim olarak Abdullah Gül'ü, Ahmet Davutoğlu'nu, Ali Babacan'ı ve daha birçok kişiyi de ekleyebilirsiniz...
Bütün Türkiye Erdoğan'ın elini uzattığına elini uzattı, elini çektiğinden elini çekti demiyoruz ama ana akım medya dünün izlerini sildiğinden hep Erdoğan'ın bugün ne yaptığına, nerede durduğuna dikkatleri çekti.
Dolayısıyla toplum dün ne olduğuyla değil, hep bugün ne olduğuyla ilgilendi.
O cılız bir şekilde olup bitenlere tepki gösterenler de kendi aralarında çalıp oynamaya devam etti.
Bugün kafir küffar olunanlarla yarın vaziyete göre tekrar dost olunabilir, dost olanlarla her an düşman olunabilir.
Duruma göre bugüne kadar hiç olmayan dostlar ve düşmanlar da edinilebilir.
Bu anlamda Türkiye'de gerçekten sihirli bir değnek var ve o değnek Erdoğan'ın elinde. Dilediğini dost, dilediğini düşman, dilediğini hain, dilediğini öteki kabul ettirebiliyor kitlesine, kabul edelim...
Dolayısıyla Türkiye'de yükselen ya da alçalan fetö sevgisi ya da nefreti, Esad sevgisi ya da düşmanlığı, Putin sevgisi ya da karşıtlığı, Türk milliyetçiliği ya da karşıtlığı değil, Erdoğan'ın sihirli değneğinin kime dokunup çekildiğidir.
Ama bütün bunlara rağmen her türlü alçalıp bir türlü yükselemeyen bir şey varsa o da toplumun nerede ne zaman kaybettiğini hatırlayamadığı ve artık bulmak gibi bir derdinin bile olmadığı ahlakıdır...