Rahmetli Erbakan Hoca galiba karşılaştığı her insanı kendi gibi biliyor idi davayı anlattı mı onların hemen Özümsediği beyinlerinin içerisine davayı nakş ettiklerini, kendisi gibi olduklarını, Mücahit kesileceğini zannediyordu, 1970'li yıllarda topladıgı kendisine oy veren gençleri yetenekli midir değil midir demeden onlara konusur sohbet eder, sonra her birine hatiplik belgesi, teşekkür belgesi gibi belgeler verirdi. Bunların pek zararı olmadı. Fakat her önüne gelene de mikrofon verdi. İşte bu kendi sonunu hazırladı Tabii ki Türkiye siyasetinde Erbakan Hoca'nın milli görüş hareketinden başka liderden sonra mikrofonu eline almış hatipligi ile sivrilmiş ikinci adam yoktu; işte Ecevit'in partisi işte Türkeş'in işte Demirel'in partisi. Erbakan'ı şunlar bunlar tasfiye etmedi. Erbakan'ı kendi en yakınları görev verdiği grup başkanı yaptığı il başkanı yaptığı Belediye Başkanı yaptığı arkadaşları tasfiye etti.
Bülent Arınç 2000'li yıllarda Fazilet Partisi'nin kongresinde ayrılıkları için kükrüyordu "bizi birbirimizden ayıranlar şerefsizdir" diyordu. Halbuki bu sözü söylediğinde yanında bulunan milli görüşü bölmek ile görevlendirilmiş Anap'tan gelen iki politikacı vardı. Arınç da onları tanıyordu, biliyordu bilmezlikten geldi. Ama burada da Erbakan hocanın kusuru vardı rahmetli Hoca dün Anap"ta önemli konumda bulunanları Partisine alıyor devirsi gün de Genel Başkan Yardımcısı yapıyordu.
Arınç siyaseti sadece kendisi için yapıyordu kendi nefsi için, kendi ailesi için yapıyordu. Sıkıştığında bak ha yaparım diyordu damadı tutuklanacağını sırada "bana avukatlık cübbemi giydirmeyin" diyordu
Damadının serbest kalmasına ceza almamasına hiçbir şey demiyoruz zaten İsnat edilen suç da kanunen suç değildi. Ancak benzerleri onbinler vardı. Hatta onlar dernek yöneticileri de değildi, bankaların önünden geçmişler, yasal sendikaları üye olmuşlar, analarından emdikleri süt burunlarından gelmişti. Bülent Arınç onlara sessiz kaldı Sadece aldığı çift maaş için maaşım onlarla paylaşıyorum dedi
Gel zaman git zaman ne hedefledi bilmiyoruz Şimdi de"Kafamı bozmasınlar Cumhurbaşkanı adayı bile olabilirim" diyor.
Ancak birisi çıksın şunu söylesin yıllarca biriken bir krediyi tüketiniz beyim her yaşanan zamanın ruhu vardır 28 Şubat'ta size duyulan sempatinin ruhundan eser yok.