Ege’nin doğal hayatı ile iç içe büyümenin keyfi sol yanımın en güzel ve en derin yerinde her daim durur.
Sırtımızı dağlara yüzümüzü İmbat’a verdik mi bizden keyiflisi yoktu. Pek çok yazımda yer vermişimdir sokak haylazlıklarımıza, yılanlara, kartallara, gelinciklere, tavuk, kaz ve bilumum doğal yaşam hayvanlarına.
Annemin tabiriyle ‘kazık kadar kız’ olmama rağmen ağaç tepelerinde tüneyerek yaptığımız sohbetlerin keyfine doyamazdım. Mis kokulu dağ kekiği, böğürtlen, mantar, zeytin toplamak oyun gibiydi bizim için. Hepsinin zamanını ve alanını ezbere bilirdik. İlkbaharda her gök gürültüsüyle bir mantar toprağı çatlatıp boy verdi derdik ve mantar aramaya çıkardık.
Anlayacağınız yirmili yaşlarımın başına kadar dağların, ağaçların, sokak sohbetlerinin ve oyunlarının tadını doyasıya yaşadık...
Her yıl irili ufaklı orman yangınlarına şahit oluyoruz fakat bu yaz adeta ciğerlerimiz yandı kavruldu! Ege ağırlıklı olmak üzere ormanlarımız katlediliyor! Günlerce devam eden yangınlarda ormanlara, hayvanlara, hayallere, hatıralara, hatıralarımıza kıyılıyor! Bu yok edişleri her izlediğimde ‘çocukluğumdan bu yana sol yanımın en güzel ve en derin yerinde sakladığım anılarımın’ da ciğerine hançerler saplanıyor! Çok öfkeliyim çok!
Bu kadar planlı yangın tesadüf olamaz. Geçmişte de gördük terör örgütünün ormanları vicdansızca katletmesini.
Öfkesini kendini savunamayan canlılardan alanlara, ciğerlerimize, anılarımıza kıyanlara binlerce kez lanet olsun...
Ve sonra bakıyorum biz bu kadar kederlenirken acılar üzerinde bile ayrımcılık yapılıyor. İşte o zaman acım ve öfkem daha da katlandı. Kendi köşesine çekilen ‘Kaz Dağcılar’ Ege’min dağlarına geçmiş olsun bile demedi demiyor! Bir kaşık suda fırtına koparanlar belki de yüzyılın en büyük orman katliamına ses çıkarmıyor!
“Sizi anlayabilir ve yanınızda yer alabilirdim, siz de ülkemin tüm acılarını ayrıştırmadan yüreğinizde hissetseydiniz”
Terörden kaçıp Ege’nin kollarında huzur bulmaya çalışan BİZ bu ülkenin her zerresini kutsal bilip sahiplenirken şunu gördük; terör her mecrada yok edilmeden ne Güneydoğu ne Ege ne de hiçbirimiz huzur bulmayacak...