Genellikle siyasette çok basit ve sade sebeblerle yapılan bazı görüşmelere çok fazla önem atfederek büyük komplo ihtimalleri üzerine konuşmayı seven bir medyamız ve boş siyaset esnafımız var.
Akşener-Erdoğan görüşmesi de aslında günlük siyasetin yakın gelecek için “kazan-kazan” ilkesi kapsamında yapılmış bir görüşme.
Tepelerde lider koltuğunda oturanlar bir anda o koltuktan hangi sebeble ayrılırsa ayrılsın kendilerini boşluğa düşmüş ve korumasız hissederler.
Güçlü oldukları dönemde başta ailesi olmak üzere yakın çevresinin “bize artık kimse dokunamaz” cehaleti ile bulaştıkları akçeli işlerin telaşı başta olmak üzere; siyasette güçlü konumda iken çatıştığı diğer siyasi lider ve kadrosunun husumetine karşı da nasıl korunacağı meselesi, koltuktan beklenmedik şekilde ayrılmak mecburiyetinde kalan bir lider için uykularını kaçıran önemli bir husustur.
Erdoğan için de kısa gelecekte anayasa değişikliği için parlementoda 400’ü aşacak bir sayıya ulaşmak hedefi vardır.
Akşener’in tehlikesiz alana geçme ve korunur pozisyona ulaşma hedefi ile Erdoğan’ın Akşener’in sözünü dinleyeceği İYİ Partili vekillere ihtiyacı görüşmeyi ve el ele tokalaşmayı sağlayan “kazan-kazan” formülünün sade ve basit sonucudur.
Meral hanımda hep Tansu Çiller olma heyecanın izleri vardı.
Başbakanlık gibi ..
Ama başbakanlığa ulaşamadan Tansu hanım gibi benzer bir kadere yuvarlandı.
Sarayın koruma şemsiyesinde dinlenmek !
İYİ Parti Gen. Baş. Sn. Musavat Dervişoğlu’nun bu görüşmeden haberinin olmaması siyasi etiğe uygun düşmemiştir.
Bu durum da İYİ Partide kırılmanın ve kopmanın devam edeceğinin işaretidir.
Hakkı Şafak Ses