EDEP, AYDINLIKTA MI, KARANLIKTA MI DEĞERLİ?

öyle olaylarla karşılaşıyoruz ki, gördüğünü ve yapılanları bildikleri halde, edepsizliği öyle savunuyor ki, statüleri, türleri bile, bunu etkilemiyor.

Abone Ol

Rahmetli Erol Güngör”Gerçekler,ancak sahtekarları korkutur' derdi.

Bugün günümüzde öyle,iki yüzlülük arttı ki, diplomalı, diplomasız, sıfatlı, sıfatsız, her kesimden karşımıza çıkıyor. Yöneticiler ve sorumluları da ancak, yaptıklarıyla farkına varabiliyoruz. Bu tipler yalanla beslendikleri için, doğru bunlara zulüm geliyor. Harun dillerinden düşmüyor, inanıyorsun, nihayetinde insansın, Karunlaştığını görünce siretlerini anlıyorsun. Suretler yanıltıcı olabiliyor. Aslında edepli ile edepsizi,ayırt etmekte,zorlandığımız nokta burda. Onun için edep yalnızlık anında, karanlıkta olan davranış daha önemli. Toplumda, görüntülerden ve maskelerden anlaşılmıyor. Çünkü karanlıkta görenler yok, vicdanıyla, inancıyla, baş başa olunca,edep bundan dolayı değerlidir. İnsan sınanmadığı günahın, masumu olmuyor.

Zaman zaman, gerek sohbetlerde, gerekse görsel televizyon programlarını izlerken, katılırken,öyle olaylarla karşılaşıyoruz ki, gördüğünü ve yapılanları bildikleri halde, edepsizliği öyle savunuyor ki, statüleri, türleri bile, bunu etkilemiyor. Çünkü çıkar, menfaat, haramzadelikten,  pay kaybetme korkusu, kıblesini,değiştiriyor. Aslında karekteri neyse, kaderlerini yaşıyor,bu türler ama, samimi çok insanları da etkileyebiliyor, aldatabiliyor. Zamanla anlaşılıyor ama, zararların telafisi zaman alıyor. Vesayetin simsarları bu türler,köleler için,din,ideoloji, ahlaksızlık, önemli mi, yeter ki bu araçlar, kirlilikleri kapatma aracı olsun. Anında döneklikler, mecburiyetten gelen kusurluları her dönemde görmek mümkün. Bu tipler aynı zamanda namuslu ve ahlaklılarda, kusursuzlarda, kusur aramada, meşhurdurlar. Havlayacağı yerleri iyi bilirler ki,kendi Tanrı’larının gözüne girsin, paylarını alsınlar yeter. Gördüğüne inanmayan, görmediğine,inanan tipler. Bu tiplerin tedavisi zor, çünkü aynaya baktıkça, kendi suretlerini görerek, gördüklerini, başkalarına yamarlar. Güç değiştiğinde , kokuyu takip ederler. 
Hangi statüde olursa olsun, Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi “yanlış zamanda doğru yerde bulunmak ahlakı” bunlara ağır gelir. Balık baştan kokar derler ya;akılsızları ve bu türleri, halka baş etmekte, akıl işi değildir. Bekir Çoşkun”2013 yılında 21 Kasımda,bir köşe yazısında” iktidar sallansın, bu yanaşmalar” irtica tehlikesini,  şükür attık diye fırlarlar, onun için bu fırıldaklara güvenirim demişti. Haklılığını çok dönem gördük.Bunun haklılığını, bugünlerde de görmek yaklaşıyor gibi. Ömer Hayyam’ diyor ki!
Niceleri geldi, neler istediler,
Sonunda dünyayı, bırakıp gittiler
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.

Tüm emekçilerin, ezilenlerin, 1 Mayıs Bayramı kutlu olsun

30-04-2024 KEMAL ALBAYRAK