1980 yılının ilk ayları olarak hatırlıyorum.
Ankara’da Gençlik Parkında bir dönem komünist grubların hakimiyeti vardı.
ODTÜ başta olmak üzere Marksist-Leninist üniversite öğrencileri hafta sonlarında kızlı erkekli buralardaki mekanlarda toplanırlar ve gövde gösterisi yaparlardı.
O hafta sonu, Kara Harb Okulu öğrencilerinden genç bir teğmen adayı kız arkadaşı ile buluşmak üzere gençlik parkına gitmişti.
Pırıl pırıl sırmaları ile tertemiz resmi öğrenci üniforması da üzerindeydi.
Komünistler, tek başına kız arkadaşını bekleyen bu Harp Okulu öğrencisine hakaret ederek sataşıyorlar. Genç Harbiyeli sert karşılık verince kalabalık bir şekilde saldırıyorlar.
Feci dövülüyor.
Askeri okul üniforması yırtılıp çamurlanıyor.
Hızla gelişen olay sonrasında Gençlik Parkında devriye atan inzibat askerleri olay yerine geliyorlar. Sonra Ulus inzibat karakol komutanlığı müdahil okuyor.
Dövülen Harbiyeli genci hastaneye kaldırıyorlar.
Olay onlarca çatışmanın normal olduğu o günlerde fazla dikkat çekmiyor.
Ama Ankara Kara Harp Okulu komutanı bu olayı içine sindiremiyor. Tabi ki dövülen Harp okulu talebelerinin arkadaşları da !..
Olayın geçtiği hafta sonunu takip eden ilk hafta sonu tüm Ankara bu sefer herkesin duyduğu yeni bir olay ile yankılanıyordu.
O hafta sonu Harp Okulu öğrencilerinden kalabalık bir gurup Gençlik Parkına gelmişler ve sol görüşlü- komünist gençlerin takıldığı tüm kahvehaneleri ziyaret etmişler ve geçen hafta tek yakalayıp arkadaşlarını döven Marksist örgüt üyelerine Gençlik Parkını dar getirmişler ve arkadaşlarına yapılanı misliyle ödetmişlerdi.
Bu ciddi bir disiplinsizlikti ve Komünist- Ülkücü (sol-sağ çatışması hiçbir zaman olmadı) çatışmalarına bulaşmaktı.
Bu olayı hatırlatan olayı tahmin etmişsinizdir.
Yeni mezun teğmenlerin yemini üzerine yapılan “disiplinsizlik (!)”tartışmaları hatırlattı bu olayı.
Evet, yeni yemini değil de eski yemini etmek için resmen 7 defa dilekçe ile müracaat etmişler. Her seferinde olumsuz cevap verilmiş.
Şimdi biraz sakin düşünelim.
Bu dilekçeler ve olumsuz cevaplar Harp Okul komutanlığı komuta kademesinde konuşulmamış ve bilinmiyor olabilir mi?
Genç teğmenler bu dilekçelerine olumsuz cevaplar verilmesine rağmen bu yemini tören bitiminden sonra yani resmi toplantı bittikten sonra yapmak kararını kendileri vermiş olamazlar mı?
Ve bu kararlarını komutanları duymuş belki bilip de sesiz kalmış olamazlar mı?
1980’de Gençlik Parkında arkadaşlarının intikamını almak için karar veren genç teğmen adaylarının disiplin cezalık olan olaylarına göz yuman kim bilir belki de bilip de sesiz kalan komutanları gibi bu teğmenlerin komutanları da sessiz kalmış olamazlar mı?
Olayı sonradan köpürten dinci siyasal yazar çizer takımının gazına gelmek ne kadar doğrudur.?
Farzedin ki o yemini hep birlikte GENÇLİK PARKINA giderek yapmış olsalar ve bu hareketleri bir gelenek olsa !
Ne olur?
Bidat-ı Hasene diyelim (!)
Anlatabildim mi sizin yakından bildiğiniz deyim ve ifade ile siyasal dinci kardeşler !..
Şu ibretlik kadere bakın. Dün komünistlerin saldırısına uğrayan genç Türk subay adaylarından 45 yıl sonra yine yeni mezun genç Türk subaylar bu sefer siyasal dinci bir kışkırtmanın hedefi oluyorlar.
İki olayında temelinde yatan bilinç altındaki tarihi nefretin tek bir ortak paydası var :
Türk’e düşmanlık !..
Fakat eğer bu olay disiplindeki teğmenlerin
ihracı ile neticelenirse işte o zaman bu yara kapanmaz ve sonuçları hiç beklenmedik fırtınaların başlangıcı olabilir !
Çuval olayı unutuldu mu?
Her geçen yıl Türk’ün ruhunda gizli kabaran intikam ateşini büyüten bir travma olarak kaldı !
Teğmenler olayı da aynı olacaktır !
Hiç şüpheniz olmasın !
Bu millet 15 Temmuzda milletine karşı ihanetle darbe yapan askerlerin baş komutanının Gen. Kurmay Başkanı olarak görevine devam ettirildiğini gördü.
Sonra da bu isim Savunma Bakanı yapıldı.
Siz bu durumda hangi disiplinsizlikten bahsedipte bu genç teğmenlere disiplin cezası vereceksiniz?
İnşallah yanlış bir adım atılmaz !
Hakkı Şafak Ses