DOĞUŞTAN GELEN İNSAN HAKKI

Abone Ol

İnsanlar doğuştan gelen, devredilemez ve vazgeçilemez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. İnsanların doğuştan gelen temel hak ve özgürlükleri, onurlu bir hayat yaşamalarının ön şartıdır.

Yönetenlerin insanlara, doğuştan gelen bu hakları sunmaları, görevleri ve sorumluluklarıdır. 

“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” düşüncesinin merkezinde insan vardır. 

İnsanı merkez alan, insana önem ve değer veren, yönetim anlayışı vardır.

İnsanların düşünce, inanç, eğitim, örgütlenme ve teşebbüs özgürlüğü vardır.

Bu özgürlüklerin güvencede olmaları vardır.

Türkiye Cumhuriyeti halk egemenliğine dayanan, laik demokratik sosyal hukuk devleti olarak kuruldu.

İnsanı merkez alan, insana önem ve değer veren, insanı yüceltmeyi hedefleyen bir anlayışla inşa edildi.

Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal Atatürk, aklı ve bilimi miras olarak bıraktı. Türkiye Cumhuriyeti’nin aklın ve bilimin öngörüsünde ortak akla dayalı yönetilmesini hedef olarak gösterdi.

Yargı gücünü kullananların görevlerini bağımsız ve tarafsız olarak kullanmaları, kişi hak ve özgürlüklerinin en önemli ve en büyük teminatıdır.

1960, 1971, 1980 darbelerini yapan askerler, yargıya çeşitli şekillerde müdahale ettiler. Yargıçların tarafsız ve bağımsız olarak karar vermelerini engellediler. İstedikleri doğruluda karar vermelerini sağladılar.

Bu durum yüksek yargı organlarının başkanları tarafından da sürekli olarak dile getirildi.

12 Eylül 2010 tarihinde Anayasa Referandumu yapıldı. Yargı sisteminin yapılanma ve işleyişi değiştirildi. Yargı sisteminin yönetimine Gülen cemaati mensubu hakimler ve savcı atandı.

Yargı sistemi, Fetüllah Gülen cemaati mensubu hakim ve savcılara teslim edildi.

Gülen cemaati mensubu hakim ve savcılar, Fethüllah Gülen’den aldıkları talimatlarla karar vermeye başladılar.

Yargı sisteminin yapılanma ve işleyişinde yapılan değişikliklerle, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı sona erdi. 

16 Nisan 2017 tarihinde Anayasa Referandumu yapıldı. Referandumda, partili Cumhurbaşkanın ülkeyi tek başına aldığı kararlarla yönettiği, Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değişikliği kabul edildi. Anayasa’da yapılan bu değişiklikle birlikte:

Türkiye Cumhuriyeti’nin, halk egemenliğine dayanan, laik demokratik sosyal hukuk devleti kuruluş ve çalışma ilkeleri,

İnsanı merkez alan, insana önem ve değer veren, insanı yüceltmeyi hedefleyen kuruluş ve çalışma ilkeleri, terk edildi

24 Haziran 2018 tarihinde seçimler yapıldı.Partili Cumhurbaşkanı modeline geçildi ve sonuç olarak

Hak ve özgürlükler askıya alındı.

Farklı düşünenler, bir yolu bulunup tutuklanmaya başlandı.

Ülkede bir korku imparatorluğu yaratıldı.