“ALLÂH,içimizdeki NEFESTİR! Candır-Su'dur-Havadır Sestir-Hevestir, ki bütün "KÂİNATI" kuşatmıştır;Başka yerde arama,ONU-Kendinde ara.
TEVHİT?
Şüphesiz ki!
İSLÂM dini bir TEVHİT(Tek'likte)buluşmak Ve birleşerek; İnsanların adete "TEK" insan (ruh ve beden) gibi birlik ve dirlik içinde "KARDEŞCÉ" çalışarak, üreterek Ve aralarında yüce ALLAH'IN muradına uygun (HAK VE ADALETLE)eşitlikçi bir anlayışla paylaşarak "HÜR VE ÖZGÜRCE" huzur, güven, mutluluk,Ve Umutla "YAŞAMALARİNI" ister.
Çünkü!
Mülk ancak ALLAHINDIR Ve elbet MÜLKÜNÜN takdir ve tedbiri de ancak ALLAH’A aittir ki;ONUN TASARRUFU da bütün "MAHLUKATINI" kapsar..
Evet!
Yüce ALLAH, takdir ve tedbirini alarak yaratmış olduğu tüm 'MÜLK-U MEMALİKİNİN" sevk Ve idaresi ile tahakkuk Ve tasarruf (sarf /harcama Ve hibe etmek) hakkını da-Elinde tutarak; MAHLUKATIYLA beraber-Kendi ezeli/ebedi Var'lığında,Bir'liğinde-TEK'liğinde
yani "TEVHİDİ" altında toplanmasını istemiş Ve onun da elbet(AKIL VE IZÂN) sahibi İNSANLAR tarafından eksiksiz Ve dosdoğru “HAK Ve ADALETE” uygun olarak bütün Mahlukatın fayda Ve yararına hayata geçirilmesini beklemiş ve beklemektedir..
Ve çünkü!
Mahlukat içinde-sadece İNSANLAR,elbet yüce ALLAHIN MÜLK-U MEMALİKİNE Ve ONUN eşsiz benzersiz sevgi,şefkat,himmet ve merhamete, erdemliğe "HÂK/ADALETİNE" dayalı Adil-i Mutlak ULUHİYETİNE VE SALTANATİNA da göz dikmek üzere;Ancak "gafil/nankör-sapkın kimi nasipsiz "MÜŞRİK" İnsanlar ONA-Sahte İlâhlarıyla eş koşarak, Ortaklık iddia ederek Ve de "ŞİRKE" küfre düşmek pahasına sahiplenmek isterler ve de istiyorlar,ki dünya "DİNLER TARİHİ" böyle hakkını/haddini aşmış "FİRAVUN/KRAL Ve HANEDAN/SULTANLAR" gibi, "ALLAHA" eş koşarak "İLAHLIK" cüretinde bulunarak "HELÂK" olan cahil “İNSANLARLA” doludur..
O halde!
İNSANLIĞIN KURTULUŞU.Ancak “ALLÂH'IN TEVHİDİ ALTINDA(Bir Beden gibi) BULUŞMAKLA” Mümkün olabilir,zira;Diğer bütün yollar "BATIL VE EKSİK" kalır..
Yani!
Tevhit,Ruhsal Ve Bedensel(Manevi Ve Maddi)bir “ÇOKLUKLA” beraber İNSANLARA yaklaşmayı, kucaklaşmayı,birleşmeyi ve de bütünlüğü (TEK'LİĞİ)sağlamak üzere yapılan imani/insani bir Ahlak ve Amelin(fikir,duruş ve eylemin) erdemli birliğidir,ki asıl amacı da Elbet;İNSANLARIN sahip oldukları değerleriyle sosyal ve ortak bir (Akıl Ve Güç)altında toplanarak-Dünyada kabul görmüş "İLÂHİ" ya da "MEDENİ VE EVRENSEL" norm ve değerlerden beslenen "HÂK VE ADALETE" dayalı,insan ve ihsan eksenli(İnsanların temel hak ve hukukunu koruyan,ihtiyaçlarını sağlayan) "HÜR Ve ÖZGÜR" Toplumsal bir Sistemi/DEVLET DÜZENİNİ inşa, imar ve İHYA ederek- insanların/İNSANLIĞIN hizmetine sunmak ve Onu huzur,güven,mutlu ve umutlu kılmak üzere HAYATA geçirerek ilelebet yaşatmak demektir..
Bu da/Ancak!
1)İnsanların arasındaki aşılmaz bütün-Kapalı kapı Ve sınırları açıp/kaldırmakla,
2)İnsanların arasındaki mevcut-Sınıfsal farkı /kaldırmak Ve fırsat eşitliğini sağlamakla,
3)İnsanlar arasındaki( sömürü ve soygun düzenini)yıkmak, huzur ve güveni ikame etmekle,
4)İnsanlar arasındaki(Mal-mülk Ve Makamdan)kaynaklanan kavga ve savaşa sonlandırarak yerine“Barış Ve Kardeşlik İklimini” ikame ve idame ederek;Tam Ve Eksiksiz bir şekilde Dosdoğru “HAYATA” geçirmekle mümkün olacak bir şeydir..
Çünkü!
TEVHİT, Doğal ya da Sosyal/Kentsel bir fayda/yarar sağlamak amacıyla-Nicelik ve Nitelik bakımından birbirinden farklı-Birden çok parçayı/PARSEL ya da İNSAN unsurunu “TEK Ve ORTAK” bir PARSEL ya da “GÜÇ Ve İDEAL İŞBİRLİĞİ” etrafında birleştirerek İnsanların “ORTAK” kullanımına açılmak üzere-İlahi/Evrensel “HAK VE ADALETİN norm ve nosyonundan beslenerek yapılan;Toplumsal “AHLAK VE AMELE” uygun Ve sosyal bir rol ve misyona da sahip Akli,Vicdani ve İnsani bir ERDEMLİ tasarruftur..
Bu manada!
Sanıyorum ki, “yüce ALLAH’IN, BEN’DE/Benim TEVHİDİM altında buluşup-birleşin demekteki muradının da-Aslında-İNSANLARA seslenerek;Gelin-Farklılığınıza rağmen maddi ve manevi bütünlüğünüzle “BİRBİRİNİZDE” buluşup/Birleşerek “TEVHİT” olun, HAYATINIZI/Kaderinizi “BİRLİKTE” Ortak bir paydada buluşarak,Ortak bir akıl ve idealle beraber MÜLKÜMDE “ÇALIŞARAK-ÜRETEREK-PAYLAŞARAK” Eşitlikçi bir anlayışla birbirinizi kucaklayarak-destekleyerek “İNSANCA” yaşayın, şeklinde olduğunu düşünüyorum..
Yoksa!
“Bize şahdamarımızdan daha yakın olduğunu söyleyerek-İÇİMİZDE olduğunu beyan eden Ve Bizim de Varlığını-İÇİMİZDE hissederek-Kabul ettiğimiz sonsuz güç ve kudret sahibi olan BİR/ALLAH; Neden Bize gelin BİR’LİĞİM Ve de “TEVHİDİM” altında buluşup/Birleşin desin ki(Haşa)Bizim gibi-gafil,nankör,nakıs,güçsüz,kudretsiz Ve de sürekli ONA muhtaç olan-bir MAHLUKATA” asla İHTİYACI var mı ki desin?
Elbette yoktur! “ONUN asla hiç Kimseye ve de hiçbir şeye asla “İHTİYACI” yoktur ve ancak Herkesin Ve her şeyin de ancak “ONA” elbette “İHTİYACI” vardır;Hem de sürekli olarak hem bu dünyada yaşarken ve hem de öldükten sonra da Ahret aleminde..
O halde!
“ALLAHTAN gayrı İLÂH Ve ONUN TEVHİTİNDEN gayrı bir "HUZUR,GÜVEN, MUTLULUK VE KURTULUŞ YURDU" umudu,yolu Ve mekanı asla yoktur..”
Evet!
Başka bir yol var mı?
O halde!
“Gelin,ALLAHIN istediği gibi Birbirimizde “TEVHİT” olalım; BİR'LİKTE KARDEŞ Ve de BERABERLİKTE YOLDAŞ olalım;Aynı HEDEFE DOSDOĞRU yürüyelim..”.
NOT;
Bu manada!
Yüce ALLÂH elbet TEVHİDİ, Kûr'ânda/İHLÂS Süresi ile sağlamış Ve de kendine eş Ve ortak olmaya çalışan ve ŞİRKİ ile “İLAHLIK” taslayan tüm “KRAL Ve SULTANLARI” (Kul huvallahü ehad(Deki! Allah bir’dir ve O tek’tir), Allahus samed(Allah sağlam ve bölünmez bir bütündür)!Lem yelid Ve lem yuled(Doğmamış Ve doğurmamıştır,kimseye ve hiçbir şeye muhtaç değildir,herkes ve her şey Ona muhtaçtır), Ve lem yekun lehum küfuven ehad(Hiçbir şey Ona benzemez Ve O da hiçbir şeye benzemez-TEK’tir) diyerek bütün “İLAH Ve HANEDANLIKLARIYLA” beraber kökten kaldırmıştır.
HASAN HÜSEYN’İ
Ne Alevi, ne Sünni! Ben “HASAN HÜSEYNİYİM”;
Ali şah'ımdır benim,Muhammed padişahım!
“HÂKK’A” sebil eyledim-Nimetin ihsanıyım;
İslâm ahımdır benim,kuran da irşat/gahım..
Dinim “Tevhit” dinidir “evrensel ve medeni”;
Allah’tandır mesajı,mürşidi peygamberim;
İman ve ihsan için sardım ruha bedeni;
Akıl,izan,vicdanım!Kaderimde rehberim..
Hakikate ram olmuş gönüllerin yeriyim;
“Gah Hacı Bektaş gibi harmanına sır deren”,
Kabe’dir kıble/gahım! Vuslata seferiyim;
“Gah Sultan Abdal gibi fermanına ser veren”..
Yaratılış hikmeti dururken yüreğimde;
Bana uykular haram-Bana durmak yok ne gam!
İmtihan dünyası bu!İbreti dimağımda;
Gece/gündüz devinir-Sırlarıyla her akşam..
Her gün seherde başlar-Her gün her bir seferim;
Rotasız-pusulasız,pervasız-fasılasız,
Hasret/hicran iç içe-Yollarda erim-erim;
Sararım mahlukatı-Hesapsız/hasılasız..
Ben Rabbiyle ahdetmiş gariban bir insanım;
Kal-u Belada ruhum-Toprakta gül-ı zarım,
AHLAKIMDA kitabım-AMELİMDE mizanım;
Sermayem EFKARIMDIR!Hasılam ah-u zarım..
(İHB/Şiir Pazarı Şiirleri-10 Eylül 2019/İst.)
TEVHİT DİNİ İSLÂM?
(ALLÂH'IN Varlığında birleşmek)
Evet!
İSLÂM dini,bir tevhit(ALLAHIN Varlığında Ve Birliğinde-Selâmlaşarak sağlık, esenlik içinde buluşup/kucaklaşmak,halleşip helâlleşmek,birleşmek üzere yaşamak /yaşatmak) dinidir,ki o da;Huzur,güven,mutluluk ve ebedi KURTULUŞ demektir..
Sanıyorum ki!
Bu manada ,TÂHHİYAT (Ettehiyatû)DÛÂSI gibi, İnsan'ı(Nebi/Peygamber üzerinden) TEVHİDE, yani;ALLÂH'IN VAR'LIK Ve BİR'LİK iklimine taşıyıp ONUN rahmet Ve bereket nimetiyle buluşturan ve ONU Takdir(Takdis,Tasdik,Tescil) ederek İNSANLIĞIN (İnsanlar/Peygamber,Melekler ile cümle Mahlukatın Ve Kainatın)lisân-ı haliyle bütün alemlere de ilân ederek/duyuran daha anlamlı,daha güzel Ve yerinde söylenmiş başka bir "DÛA" olmasa gerek.
Ancak!
Galiba bu "DÛÂ'YI" anlamadan,"TEVHİT'İN",yani ALEMLERİN,MAHLÛKATIN Ve DİNİN yegane Yaratıcısı,Mâliki Ve Meliki olan;Yüce ALLÂH'IN, Bizden istediği Onun "VARLIK VE BİRLİĞİNDE" buluşmak,kucaklaşmak,halleşmek,helâlleşmek Ve Onunla yaşamak ve yaşatmak hikmetini de asla hiç bir zaman anlamayacak Ve hayatımıza da uygulayamayacağız..
Halbuki!
Biz "TAHHİYAT'I" Her gün en az(21 kez) okuyoruz-Ancak;Galiba "MESAJINI", Bize ne'yi neden dediğini pek anlamıyor ya da anlasak bile üstümüze almıyoruz..
Yoksa!
Bu kadar 'BİRBİRİMİZDEN" kaçıp uzaklaşarak Ve de bir başımıza bu kadar "KARANLIĞIMIZA" gömülerek; Bu kadar "YALNIZLAŞIR MIYDIK"?
Peki!
Bunu neden yazdım,Hani Bizim bazı siyasal parti LİDERLERİ,(kuyrukları her sıkıştığında şirin görünmek için )MİLLETİN BİRLİĞİNDEN" falan bahsederler ya;ONLARA esas "BİRLİĞİN" kendi etrafında değil,ancak "ALLÂH'IN BİRLİĞİNDE" olduğunu Ve onun da aslında zengin/fakir demeden “İNSANLARIN” birliğinden geçtiğini hatırlatmak için..
Çünkü/ONLAR!
Makam Ve Saltanat hırsı gözlerini o kadar kör, idraklerini Ve kalplerini o kadar küt/kıt ve sağır etmiş ki;Mülkün de,Makam ve Saltanatın da ancak "ALLAH'A AİT OLDUĞUNU" unutuyorlar-BAZEN..
SON/SÖZ;
ALLÂH adildir! İNSANLARI, Dinine-Irkına-Kavmine Ve Makamına göre değil;Ahlâk Ve Ameline (HÂK VE ADÂLETİNE) göre yargılar.
Sevgilerimle..