Daha çok bekleriz

90'lı yılların ortalarında Adıyaman Marangozlar Çarşısı'nda sabah ezanı saatlerinde bir yangın çıkmıştı. Hatırlayanlar bilir.

Abone Ol

SORUMSUZLAR ÜLKESİ

90'lı yılların ortalarında Adıyaman Marangozlar Çarşısı'nda sabah ezanı saatlerinde bir yangın çıkmıştı. Hatırlayanlar bilir. Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Gaziantep, Diyarbakır, Malatya gibi çevre illerden ve ilçelerden gelen bütün yardımlara rağmen yangın bir türlü söndürülememiş ve Marangozlar Çarşısı tamamen kül olmuştu.

***

Ocak 2025'in başlarında Amerika'da çıkan yangın yaklaşık 20 gün sürdü. Onca teknolojiye, onca müdahaleye, onca olağanüstü seferberliğe rağmen yangın bir türlü söndürülemedi.

***

Şimdi bütün Türkiye bir gün önce Bolu'da yaşanan Otel yangını felaketinin sorumlularını konuşuyor. 

Tıpkı 11 yıl önce Manisa'nın Soma ilçesinde meydana gelen ve 301 madencimizin hayatını kaybettiği maden faciasının sorumlularının kimler olduğunu tartıştığı gibi. 

Ve 2 yıl önce yaşanan ve on binlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği 6 Şubat depreminin sorumlularının kimler olduğunu tartıştığı gibi.

***

Madem faciası fıtrattan, deprem Allah'tan, yangın sorumsuzluktandı.

Yaşanan onca acıya, onca felakete, onca yıkama rağmen her defasında aynı yerden ısırılmaktan bir türlü ders almayan sorumluların sorumsuzlukları yüzünden güzel ülkem her gün yeni bir acıya uyanmaktan kurtulamıyor.

***

Testi kırıldıktan sonra kızınızı da dövseniz,  dizinizi de dövseniz iş işten geçmiş oluyor.

Kartalkaya Otel yangınının bize öğrettiği gerçek bugün benzeri binlerce otelin aynı durumda olduğudur.

Hangi bir otelde, hangi bir fabrikada, hangi bir iş yerinde yangın çıksa farklı bir durumun yaşanması mümkün görünmüyor. Çünkü diğer hiçbir otelin durumu 79 insanımızın yanarak hayatını kaybettiği Kartalkaya otelinden farklı değildir.

Esas mesele, felaketler yaşandıktan, yangınlar çıktıktan sonra sorumlu aramak yerine, bu sorumluların zamanında sorumluluklarını neden yerine getirmediğinin sorgulanmasıdır.

Türkiye bütün kurum ve kuruluşlarıyla, bütün denetimlerin,  araştırmaların, soruşturmaların, incelemelerin kağıt üzerinde yapıldığını adı gibi bilmektedir.

Buna bütün iş yerleri ve işverenler de dahildir.

Türkiye'de olmaz denilen işlerin, aşılmaz denilen yokuşların rüşvetle, ahbap çavuş ilişkileriyle, siyasilere sağlanan rantla yoluna girdiği ve aşıldığı inkar edilemez bir gerçektir.

Sorumluların sorumsuzluğu meziyet edinmesinden dolayı on yıllardır yaşanan bütün acılar ortada kalmış, bütün felaketler unutulmaya yüz tutmuştur.

Kaybedilen binlerce insanımızın hayatının sorumluları, tutuklanan üç beş müteahhit, gözaltına alınan üç beş belediye çalışanı olamaz.

Bir kez yangın çıktıktan sonra o yangının tamamen kül oluncaya kadar söndürülemeyeceği yüzlerce kez acı tecrübeyle test edilmiştir.

Esas mesele yangın çıkmadan önce alınması gereken tedbirlerin neden alınmadığıdır.
Bu saatten sonra Türkiye genelinde benzeri birçok otelde görünürde birçok tedbir alınmaya başlanacaktır ama bu tedbirlerin hiçbiri kaybettiğimiz insanlardan hiçbirini geri getirmeyecek, sevdiklerinin acısını azaltmayacaktır.

Türkiye, sorumluların hiçbir şeyden sorumlu olmadığı sorumsuzlar ülkesi haline getirilmiştir. 
Ve bizler 81 milyon olarak bu yasa tanımaz, kanun tanımaz, hak, hukuk, ahlak tanımaz sorumlulardan sorumluluklarının gereğini yerine getirmelerini bekliyoruz; 2 yıl önce, 11 yıl önce, 20 yıl önce beklediğimiz gibi...

Daha çok bekleriz...