Gönül sazımın tellerine bu güzel duygu vurdu, huzur kapladı içimi, güvendiğim, sevdiklerimi düşünüp kutsadım onları. Kaçımız ayazını yemişizdir ihanetlerin? Kaç kelebek ölmüştür saklı yalanlarda? Nereye kadar saklarız aldatmacaları? Gebe sancılardır yalanlar, elbet doğacaktır güvensizliğe bakan pencere orada açılacak sevsen de vedası başlayacaktır.
Bu sefer güneşi balçıkla sıvayamazsın; oysa gül bahçeleri küle dönmüştür, yıkılan, oracıkta gömülen gelincik ölüleri gibi kıpkırmızı utanç ve hüzne boğulur, her yerimize saçılır, bir kez hissetin mi güvensizliği yalın ayak nefes nefese koştuğun uyuyan sevginde de kaçarsın duyguların şah damarı patlamıştır, artık kan infilak etmişse tamponu güvendir, oya oya işlediğin emeği, ilmek ilmek sökersin bağrında atarsın, sonra içine vedanın huzuru girer güvenin çelik kapısı kapanır.
Bütün gece saydığın yıldızlar yok olur sonra yüreğin huzuru başlar güvenemediğin tüm kapıları sessizce kapatır huzurlu bir güne açarsın mis gibi kokar her yer herkes kahvenin telvesi bile ayrı lezzettir gökkuşağına açılır penceren geride kalanlar birbirine benzer otlarla bir büyür bir solarlar çınar ağacı dibinde ölürler öldüklerini bilmeden zavallı yalanları ihanetleri dolanır omurgasız boyunlarına !
Kutsuyorum ve en çokta sizi seviyorum güvendiğim yürekleri huzura çıkan sevdiklerim her güneş doğarken sizi yüreğimde kutsayacağım her gün batımında sıkıca sarılacağım sırtımı güvene ve huzura.
Ve ruhumdaki kız çocuğuyla ip atlayıp dans edeceğim parmak uçlarıma kadar veda edeceğim güven duymadığım her şeyden herkesten sadece gökyüzü çocuklarıyla, yıldızlarla dans edeceğim..
10.Temmuz.2024 08.56