Bu gece bir yağmur yağsa, şehir bütün kirlerinden arınsa, sokaklar yeni bir güne, insanlar yeni bir hayata uyansa...
Çocuklar yeniden çocuk, masallar yeniden masal olsa... Merhabalar içten, nasılsınlar samimi, tebessümler sahici olsa...
Bu gece bir yağmur yağsa...
Bütün yaşananlar unutulsa... İyi insanlar, binip gittikleri güzel atlarla geri dönse... Şehrin her karış toprağına iyilikler ihsan etse...
Bütün günahlarımız silinse... Dualarımız kabul olsa ve yeryüzünün bütün yoksullarına onurlu bir hayat sunsa...
Sevgi dolu bir yüreğimiz olsa... İçinde koskoca bir çınar büyütse...
Bu gece bir yağmur yağsa,
içimizdeki bütün kötülükleri alıp götürse...
Kırlardan bir demet menekşe, eskilerden kalma bir şarkıyla soframıza konuk olsa. Bizi bize bağışlasa.
Bizi kendimiz kılsa. Kimsenin ekmeğinde gözümüz, kimsenin yüreğinde ahımız kalmasa…
Bu gece bir yağmur yağsa ve gece hiç bitmese...
Yoksulların yüreği soğuktan titremese. Annelerin acıları son bulsa.
Mahkeme kadıya, dünya zalimlere mülk olmasa... Ekmek acıkanın, su susayanın sevgi onu en çok hak edenin olsa... Onurlu, dürüst, namuslu insanların bu ülkenin sahici çocukları olduğu anlaşılsa... Yaşamak bu kadar zor, önceliklerimiz bu kadar ucuz olmasa...
Bu gece bir yağmur yağsa...
Yaşanan tüm acılar, pişmanlıklar, kırgınlıklar unutulsa.
Su hava toprak ve rüzgâr yeniden adlandırılsa, gecenin ve hayatın bir anlamı olsa. Kimsenin yüreği kendine en güzel zindan yeri, kimsenin bahçesinde yıllarca büyüttüğü fidan kendine darağacı olmasa...
Hiç kimse bir sonraki güne korkuyla başlamasa…
Dünyanın bütün çiçekleri en güzel kokularla pencerelerimizden süzülse...
Yaşanan tüm acılar unutulsa...
***
Sonra bir yağmur yağsa ve sen çıkıp gelsen, dudaklarında birikmiş sevda sözleri, sevmeyi öğrenmiş erik çiçeği gözlerin olsa...
(Bu Şehir Yabancıdır Senin Susuşlarına / Üçüncü Bölüm)