Tarihini mensubiyetini doğru bilmez ise insan
Mensubu olduğu milletin(Halkın)
medeniyet değerlerini kültür değerlerini bilemez.
Kendi medeniyet değerini kültür değerlerini bilmeyen bu değerlerin bilgisizliği içinde kolayca ,asimile olur.
Bu ciddi bozulma demektir.
Yaşadığı hayatı süresince insan, halkı ve kendisi ile ilgili doğru bilgi sahibi değil ise yanlış bilgilerden ,yanlış duruşlar, yanlış davranışlar gösterir.
Tarihimiz ve tarih gerçeklerimiz insanımıza yıllarca maalesef ya yanlış yada yasaklar konularak manüple edilerek ,öğretilmeye anlatılmaya çalışıldı.
Böylece tarihini yanlış bilen ecdadını kötüleyen, inkar eden, tarihinden kopuk bir nesil yetiştirilmeye çalışıldı.
Bu çalışmalar ile başarılı olmak istediler gerçekleri yanlış öğreterek kafaları karıştırdılar.
Kafa karıştırmakta başarılı oldular.
Dinimizide yanlış anlatmaya çalıştılar ehil olmayanlara fitne çıksın diye görevler verdiler.
Mukaddesatımızı tartışma konusu yaptılar.
Onlar için İslam “ortaçağ karanlığıydı “öyle öğretilmeli öyle bilinmeliydi.
Biliyorlardı hurafeli İslam ,doğrusu öğretilmeyen İslam, bütünlüğü bozardı.
bozunca bölmek ayrıştırmak yönetmek kolay olacaktı.
İslamı sosyal alandan çıkarıp camilere mezarlıklara hapis ederek İslam’ı mümkün olduğunca insan hayatından sosyal hayattan devlet kurumlarından uzak tutmak planlanan hedeflenen yeni nesil için sürdürülecek yönetim için gerekliydi.
Hayallerindeki İnsan profiline uygun olmalıydı herşey.
Bu sayede;
Müslümanım dediği halde İslamı doğru bilmeyen, eksik yaşayan ya da hiç yaşamayan hayatının hiçbir alanına islamı taşımayan islamla ilişkili görünen fakat islamdan uzak insan profilleri çıktı ve bu profillere projeksiyon tutarak değerlendirir olduk İslamı.
Kafalar karışsın diye fitne çoğalsın diye Adına müftü dedikleri prof dedikleri hoca dedikleri insanlara kitaplar yazdırdılar demeçler verdirdiler televizyonlara çıkarıp konuşturdular.
Din ile alakası olmayan fitneci sözde din adamlarıda sistem tarafından içimizde muhafaza edildi kullanıldı kollandı
Bu yanlış çoğaldıkça çoğaldı.
Bilerek bir plan dahilinde yapıldı bunlar.
Tarih kahramanlarını öğretirken bizim değil başka ülkelerin kişiliklerini öğretmek için çaba gösterdiler.
Halkın dolaştığı işlek caddelerin belirlenen yerlerinde okul,sinema salonlarının önlerinde Fransız ABD ortak ürünü
Kendi tarih kahramanlarımız yerine Tomiks ,Teksas,zagor mandrake vs çizgi romanlarını ülkemizde örnek alınacak kahramanlar olarak sundular gençliğe .
Tarihteki kahramanlarımızı gizlediler yıllarca tarihi bilgi belgelere erişim engelli koyup tarihi kaçırdılar.
Tarihçi adı altında birtakım kişilere Kendi medeniyetini tarihini kötüleyen aşağılayan kitaplar yazdırdılar .
Bir milleti bir devleti tarihin her devrinde yok etmek isteyen saldıran savaş açan zaman zaman işgal girişiminde bulunan sadece ülkemizi değil dünyanın birçok ülkesinide emperyalist amaçları ile işgal eden etmek isteyen,bunuda kan gözyaşı ,katliamlarla yapan batı ve birleşenlerini örnek ülkelermiş gibi medeni ülkelermiş gibi gösterdiler .
Fransa’dan İtalya’dan İsviçre’den bize ne kadar yabancı kanun varsa medeniyet kanunları diyerek aldılar dayattılar.
Bütün kotlarımızla oynadılar bir nesli tahrip etiler özünden uzaklaştırdılar defolu hale getirdiler.
Filmler tiyatrolar kitaplar dergiler vasıtası ile milli ve dini değerlerimizi amaçlarına uygun tiplemeler ile aşağıladılar,kötü gösterdiler.
Ülke insanlarının ilgisini hedefini,mevkiye parya şöhret olmaya yönlendirdiler.
Hedefleri kendi kültürünü medeniyetini manaviyatını bilmeyen bir nesil yetiştirmek iddi.
Kurdukları sistemi buna göre kurguladılar.
Böylece kutuplaşma farklılık yaratıp fitne sokup halkımızı düşmanlar haline getirmek bölmek özünden uzaklaştırmak planları vardı bunun olması için çalıştılar (çalışıyorlar )
Bize sorulmadan getirilip dayatılan “ÇAĞDAŞ “diye sunulan BATI medeniyet soslu sistemin getirdiği buydu .
Bizi bozan yaşlısını gencini kadını erkeği zanaatkarı,tüccarı çiftçiyi sanatçıyı siyasetçiyi ,yani top yekün herşeyimizi bozan buydu.
Bu bozulma o kadar kanıksanmış o kadar normal hale getirilmişti ki günün birinde
Bir Başbakan “Benim memurum işini bilir”
Diyerek bütün kanunsuzlukların önünü açmıştı adeta.
Eğitim sistemi üzerinde sürekli oynayarak hedeflerine uygun eğitimcileri kadroları yetiştirerek nesli bozarak zehirleyerek yaptılar Bunları.
Böylece Bozulan benliğinden uzaklaşmış bir neslimiz oldu .
Kendine,kendi değerlerine düşman okumayan hazırcı ,araştırmayan sadece söylenenleri sunulanları doğru kabul eden robot gibi,defolu ürün gibi oldu insanımız .
Özünden benliğinden uzaklaşıp kopunca bozulmalar her alanda çoğaldı.
İnsanımız bozuldu her şeyimiz bozuldu.
Daha çok ürün alacağım diye kimyasal maddeleri ailesinin halkının kendisinin sağlığını düşünmeden ölçüsüz hoyratca kullanan çiftçi bozuldu.
Çiftçiden kuruşa aldığı ürünü hiç rahatsızlık duymadan hiçbir müeyyideden korkmadan kat kat fazla fiyata satmayı helal kazanç zanneden türcarlar çoğaldı .
Sahte sağlıksız ürün üreterek piyasaya süren kazanç sağlayan insanlıktan nasibini almamış üretim yapanlar çoğaldı .
Kendi markasını oluşturup imalat yapmak yerine Kul hakkına girerek başkalarının çok büyük masraflarla oluşturduğu marka değerlerini etiket yapıp satan kul hakkı bilmeyen firmalar çoğaldı.
Satması gereken ürünü ,fiyat artsın diye stoklayan stokçular ,çoğaldı.
Sattığı ürününe önce zam yapıp sonra “İNDİRİM “yapıyoruz diyen yalancılar sahtekarlar çoğaldı.
İki kelimeyi düzgün kurmaktan uzak hiçbir eğitim almamış bilgi fukarası ne kendi ülkesini ne dünyayı tanımayan hamaseti bol konuşmalar yapan kompleksli, menfaati uğruna yağdanlık yalakalalığı gazetecilik sanan adına haberci yorumcu yazar denilen mevki maddiyat düşkünü boş beleş kompleksli adamlar türedi.
Elindeki iletişim aracını iftira ve yalan aracı olarak kullanan hakareti hak zanneden izandan ahlaktan yoksun insan müsveddeleri çoğaldı.
Kendini gönlünü kalbini eğitememiş nefsine eğitim verememiş ,eğitimciler çoğaldı.
Mesleki bilgisini uzamanlığını becerisini daha çok kazanacağım diye doğru kullanmayan meslek sahipleri makam mevki sahipleri çoğaldı.
Üretim ile tüketim arasında dengesizlik artı
Tüketimde korkunç israf alışkanlığı çoğaldı
Devlet yönetiminde liyakatsiz çoğu ehil olmayan bilgisizler çoğaldı yönetimde zafiyetler artı.
Devlet denilen kurumsal yapıyı yönetmek için halka bulunduğu vaatlere inanılıp yönetime getirilen ama söylediklerini unutan sözünde durmayan idareciler,
Yalanı bol kaynağı ve planını açıklamadan vaatler ile ben daha iyi daha güzel yapacağım diye halka doğru söylemeyen vadederek halkı kandıran siyasetçiler çoğaldı.
Yönetiminde adil eşit her işinde planlamasında halkını düşünen liyakatli Kadroların olması gereken bir devlet.
Şehir planlamalarını ,şehirleşme politikalarını,yaşanılabilir şehirler projesi ile ileriye taşıyabilen ehil kişiler ile yönetilmesi gereken parti fanatizminden uzak yerel yönetimler, aklı .
Herşeyden her yaptığı işten bir şeyler tırtıklıyarak sadece kendi menfaatini düşünen adına iş insanı denilenlerin çokluğu .
Başımıza gelen musibetlerin sebep-sonuç ilişkisini objektif değerlendirmekten uzak akıllar.
Dünyaya bakmayı dünyada olanların ülkesine etkisini Doğru görüp doğru analiz etmek doğru gerçekçi okumak yerine inatla yanlış bakan ,ideolojik kör gözler topluluğu.
Ayrışmayı arttıran birleşmeyi kucaklaşmayı zorlaştıran kutuplaştırıcı kavgacı,sivri dilli Siyaset.
Parti fanatizmi ile parti liderinin her dediğini, her söylediğini tartışılmaz ,doğru diye savunan teslimiyetçi gürah.
Adalet uygulamalarında vicdani şüphe. Ülkede ,nimet külfet dengesinde eşitsizlik.
Vergide adaletsizlik.
İstihtama dönüşmeyen plansız kalitesiz Eğtim politikası .
Düşünceden,araştırıcı olmaktan uzak insanlığa yeni buluşları icatları
Olmayan,akademisyen profilleri.
Yanlış uygulanan eğitim politikaları yüzünden,ütopik,hayalci taklitçi kendi ülkesinin değil başka ülke hayranı haline getirilen öyle yetiştirilen,yetişen gençlik.
Bozulan sosyal alan.
Düşünmeyen, üretmeyen ,sürekli tüketen hazıra alıştıılmış bencil,sevgisi saygısı
bozulduğu için heşeye herkese şüphe ile bakan güvensiz bir toplum.
Gittikçe ayrışan kutuplaşan empati kurmaktan saygı duymaktan uzaklaşan tahammülsüz bir toplum yapısı.
Daha çoğaltmak mümkün bunları
Düzelmenin düzeltmenin çaresi var elbet
Ülkenin gerçek kodlarına dönebilmesi için top yükün sistemin değiştirilmesi gerek
Yanlışları düzeltmek için sürekli kanunlar çıkararak işi götürmeye düzeltmeye yoluna koymaya çalışıyoruz ama olmuyor Güzelim Cumhuriyet yönetimini bile içini yanlışlarla doldurduğumuz için ne hale getirdik.
Düzelmekle ilgili düzelmeyle ilgili ümidim var elbette.
Bir an önce başlamak gerek
Allah korusun ,herşeyin çaresi var beyin
esaretinin çaresi yok
Yozlaşmanın ve bozulmanın bir an önce durdurulması için yeni yetişen neslin ve bütün insanımızın kısa ve uzun planlı ve programlı her alanda yeni bir devlet yapılanması politikasıyla başarmak kurtulmak mümkün bu esareten,
Tahribatı gittikçe büyüyen bozulmadan.
Her gelenin ,keyfince değiştiremeyeceği
Kalıcı planlı istihdama yönelik milli yerli kabiliyetlere göre hedefi olan eğitim sistemi.
Ayrıca;halkımızı ,bizi ifade eden ,ayrımcılık yapmadan halkın tümünü
kucaklayan ,“aması,fakatı dayatmaları “
olmayan yalın sade az ve öz yazılmış genel kabul gören bir Anayasa ile başlamak gerekiyor.
Kutlu hayırlı niyetle çıkılan yolun
Akibeti hayırlı olur .
Değişen dünyada ,adaletli güçlü devlet refahı yüksek millet ,almanın formülü budur.
Ne ümitsizliğe düşerim ne gamlanırım
Ülkemizle ilgili ,sinsi hesaplar olsada
Tek hesap sahibi, sadece onun dediği olan niyetleri bilen hayırlı olanı nasip eden ALLAH var.
M.Tuğrul Türkeri