Geçtiğimiz hafta sonunun adı Adıyaman olsun dedik ve yola koyulduk.
Siz hiç Güneş’i avuçlarınızda hissettiniz mi?
Sıcaklığındaki vefayı ve sevgiyi, ruhunuza can katan o ışığı, insanoğluna can suyu niyetine yolladığı enerjiyi...
Kainata sadece bakmamalı insan! Bakarken görmeli, görürken her zerredeki manâyı çözmeli... Çözerken de Yaradan’ın nasıl bir güçle, ahenkle ve denge ile bunca yaşam halkasını birbirine eklediğine şükredip tüm bu döngünün önünde saygıyla eğilmeli...
Geçtiğimiz hafta sonunun adı Adıyaman olsun dedik ve yola koyulduk. Adıyaman, oldum olası kendi yağında sessiz sakin kavrulan illerimizden biri oldu. Keyifli insanı, narı, üzümü, bademi, fıstığı, çiğ köftesi, Nemrut’un zirvesine taşıdığı efsaneleri, Güneş’in doğuşuna ve batışına yüklediği bin muhteşemliği, bir ayrılıp bir birleşen asi Fırat’ı, her derde deva Sülüklü Gölü, Kırkgöz Mesire Alanı ve Şelalesi, eşsiz tarihi, doğal güzellikleri ve nice ‘vay be’ dedirten güzelliğiyle Adıyaman mutlaka gidilmesi gereken bir rota... Daha önce de çok gitmişliğim vardı fakat ilk kez böyle doyasıya gezme fırsatı buldum.
Öncelikle Gap Gazeteciler Birliği’ne ve Kahta Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sayın Kemal Kutlu’ya değerli ev sahipliği için teşekkür ediyorum... Başkan Kutlu öyle dolu ve öyle güzel bir program hazırlamıştı ki sadece nefes almak için durabiliyorduk. Laf aramızda sabahın üçünde buz gibi havada Nemrut’un zirvesine tırmanırken nefes almamıza bile izin vermedi; ‘hadi hadi geç kalıyoruz’ diyerek.
Kısa kurum ziyaretleri, Kahta Belediye Başkanı Sayın İbrahim Yusuf Turanlı ziyareti ve 3. Lige çıkan Kahta 02 Sporun Başkanı Sayın Musa Yıldırım’a yaptığımız tebrik ziyaretinden hemen sonra vakit kaybetmeden Kahta Gazeteciler Cemiyeti ve Gap Gazeteciler Birliğine mensup Malatya, Adıyaman ve Şanlıurfa’dan gelen cemiyet üyeleri ile koyulduk yollara... İlk gözüme çarpan şu oldu; Adıyaman’ın turizm potansiyeli hak ettiği yerde değil!
Ve bunca doğal turizm alanı bu yolları, bu ilgisizliği, bu bakımsızlığı hak etmiyor! Misal Gerger sınırlarında yer alan dünya harikası bin derdin şifa kaynağı Sülüklü Göle ve buz gibi beyaz köpüklü suların kaynağı Kırkgöz Mesire Alanı ve Şelalesi’ne giden yol yok gibi bir şey. Hatta evet yol yok! Katır sırtında gidilecek toprak yoldan arazi araçlarıyla zor geçtik. Çok üzüldüm çok. Sülüklü Göl bir başka şehrimizde olsaydı oraya yapılan turizm yatırımı ile dünyanın sayısız ülkesinden hasta akını olurdu... Peki ya Kırkgöz Şelalesi? Al şişeye doldur suyu ve hemen sat kalitesine sahip bu kaynak boşa akıp gidiyor. Hem de oraya gidenlerin bıraktığı çöpler arasında! Yazık! Gittiğimiz yollarda sık sık vatandaşlar ve köylülerle de sohbet ettik. Bunlardan biri de Gürgenli Köyü Muhtarı Yüksel Kızılkaya idi. Muhtar Kızılkaya’nın eksikler konusunda anlattıklarına katılmamak mümkün değil.
Nemrut Dağı‘nda bizi misafir eden EUPHRAT (Oy Fırat) Hotel sahibi otuz yıllık turizm işletmecisi Abuzer Aydın ile Adıyaman’da turizm başlığını uzun uzun konuştuk. İş adamı Abuzer Aydın Adıyaman’da turizmin yıllar önce çok daha canlı olduğuna değinirken önemli detayları dile getirdi. “Turizm çok farklı bir bakış açısı gerektirir. Bu sebepten bu konuda her yıl vizyonumuzu geliştirmek, işi bilenlerle istişare etmek, bölgenin kültürel yapısını bölge insanından öğrenmek ve yatırımlarımızı yerinde yapmak zorundayız. Kısaca turizm konusunda bir iki kişiyle değil bu şehirde yaşayan herkes elbirliğiyle yol almalı...” diyor. Haklı elbet! Yetkililer ‘her şeyi bilirim’ dememeli vatandaş ve işletmeler de desteğini esirgememeli.
Nemrut zirvesine yakın bir alanda hizmet veren EUPHRAT (Oy Fırat) Otel’in manzarası harika ötesi. Tam uçurum kenarındaki otel binlerce yıllık tarihe bulutlar arasından açılan bir pencere gibi. Çayınızı ve kahvenizi yudumlarken esintilerin etkisiyle gözlerinizi kapadığınız an tarihten bir figürü karşınızda bulacak veya kanyonda mitolojik tanrıların savaşına şahit olacak gibi hissediyordunuz.
Ya da Zeus’un taş yontma sesleri arasında heykelini yapanlara ‘daha dikkat edin yaptığınız bana benzemiyor’ diye kükrediğini işitebilirsiniz...Havuzuyla, kendi doğal sebzesini yetiştirdiği hobi bahçesiyle, acılı ayranıyla, dağlarda yankılanan canlı türküleriyle ve lezzetli yöresel yemekleriyle Nemrut’a giderseniz mutlaka kalın diyeceğim bir tesis EUPHRAT.
Velhasıl ı kelam Adıyaman’a dair izlenimlerim ile fazlasıyla başlığın altını doldurabilirim. Zamanı gelince veya bir vesileyle ilerleyen günlerde sık sık yer vereceğim inşallah.