Bugün taziye ziyaretlerinde şunu fark ettim;
birçok taziye evinin otopark alanı devletin birçok resmi kurumunun otopark alanından daha geniş.
Özellikle de Emniyet Müdürlüğü'nün,
Adıyaman Belediyesi'nin,
ve il defterdarlığının otoparklarından.
Bu üç kurumu saymamın nedeni şu:
Belediye otopark yapmakla görevli.
Emniyet Müdürlüğü her türlü trafik cezasını kesmekle görevli.
İl Defterdarlığı kesilen cezaları tahsil ediyor.
***
Koskoca devlet aklının mahalle sakinleri için küçücük bir taziye evi yapan bir hayırseverin aklı kadar çalışmaması
akıl ve mantıkla izah edilecek bir şey değil.
Bu ilde resmi kurumlar kendi çalışanlarının üçte birinin park ihtiyacını giderecek kadar otopark yapsa
memleketin park sorunu %50 çözülmüş olur.
Ceza kesmekten çözüm üretmeye zaman bulamayan bir devlet aklının peşinden sürüklenip gidiyoruz.
Yazıyoruz çiziyoruz ama sesimiz kendimizden başkasına ulaşmıyor.
Körler sağırlar birbirini ağırlar, sonra hepsi birleşip devlet erkânını ağırlar.
***
Bu yazdıklarıma tek araçlık otoparkı dahi olmayan iş hanları ve iş merkezleri dahil değil.
Dolayısıyla bu memlekette otopark sorunu değil, sorunun ne olduğunu bilmeyen bir akıl sorunu var.
Sıradan insanların Bir taziye evi yaparken bile akledip koskoca devletin,
kurum binalarını yaparken akledemediği bir akıl sorunu...
Kendine yetecek kadar otopark alanı olmayan kurumların,
otoparktan dolayı milleti canından bezdirirecek kadar ceza kesmesi ise insan havsalasının alacağı bir şey değil zaten.
En büyük cezayı hak eden kurumların hem ceza kesip hem tahsilatını yapması
hem de bütün bunlardan dolayı vatandaşı suçlaması neye yarıyor derseniz, Devlet bütçesine yarıyor deriz.
***
Sorumluluklarını yerine getirmeyenler sorumluluklarını yerine getirirse cezalar kime kesilecek? Devlet nasıl ayakta kalacak?
Düşünün ki sadece trafik cezaları ile bütçeye giren para bu ülkenin irili ufaklı bütün esnaf holding ve şirketlerinin ödemiş olduğu vergilerin 3 misli.
Siz olsanız otopark yapar mısınız Allah aşkına?
Ben olsam yapmam...