Kılıçdaroğlu'nun başlattığı "Milliyetçi Tabana Açılım" politikasını yeni CHP yönetimi saplantısız devam ettirdi. Örneğin Ankara'da CHP adaylarını Mansur Yavaş belirledi. CHP de olgunlukla"Tamam" dedi. Sonuç: Ak Parti'nin ya da MHP'nin Kalesi denilen ilçeler el değiştirdi. Türkiye genelinde de böyle oldu.
İyi Parti'yi "Bağımsız Ülkücüler" kurmuştu. Meral Akşener 15 yaşından beri MHP'li olan bu ülkücüleri tanımıyordu. Onları Ak Parti'nin ak koyunları gibi sandı. Bağımsız Ülkücüler emir almaktan hoşlanmaz, Lider teşkilat doktrin ilkesine inanmaz. Liderimin yanlışı benim doğrumdan üstündür hurafesini takmaz
Nitekim Akşeneri de takmadı. İyi Parti'nin genel seçimlerde aldığı oyun dörtte üçü buharlaştı.
Peki nereye gitti Bağımsız Ülkücülerin oyu?..
%24'lük CHP oyu nereye tırmandı ise oraya bakın.
Yeni dönemde %25-30'lik milliyetçi taban tek yumruk olmanın yollarını arayacaktır, liderini arayacaktır.
Sayın Bahçeli'nin "Erdoğan bizi bırakma ne olur, elini ayağını öpem" çıkışının da anlamı şudur:
"Ben kuşatma altındayım, benden size hayır yok, gidin kendinize yeni bir lider arayın!.."
Sayın Bahçeli daha ne yapsın?..
Bundan büyük iyilik mi olur?..
Ülkücüler de aklını başına devşirsin.