Kazancı Bedih’in Havar türküsünde, “Bayram gelmiş neyime, Kan damlar yüreğime, Gönlü şad olan gülsün, Gülmek benim neyime,” Elbette bayramlar, gelenekler, hatıralar,milletlerin, toplumların,birlikteliğini, barışını sağlayan, inanç temelinde,hayatın değerleridir. Temel nokta, dayanışma, barış, dargınlıkların giderilmesi, açların doyurulması, mazlumun korunması ve daha çok,iyilikte,anlamları karşılayan güzelliklerdir. Ancak ülkemizde iki gün sonra yaşayacağımız bayram,toplumu iyileştirecek mi? Bunu düşündüğümüzde bayramlar, kimlere gülmeyi getirecek.Hukukun üstünlüğünün,yönetimde ahlakın,hesap vermenin, denetimin, huzur ve güvenliğin olmadığı bir yerde hangi bayramı, kimler kutlayacak.
Mevlana diyor ki; Gönül gitmek ister, gidilecek yol bitmez, Göz görmek isterse,görülecek yer bitmez, İnsan çekilirse, içindeki mağaraya, Her yanı karanlık bilir, Her yer ona, mağara görünür Sorumluların sorun çözme yerine, ilimden,irfandan, adaletten yoksun, hamasi laflar,boş vaatler, kin tohumları ekmekten bu millete,bayram mı gelir?
Yöneticilerin, yargıyı,tuzak aracı olarak kullandığı, emeklilerin açlıktan yok edildiği, sahte delillerle,gizli tanıklarla,kimini toprağa, kimini sürgüne, kimini de zindana gönderdiği bir ülkede hangi bayramı yaşayacak bu millet. Din ve ideolojinin,kirli işlerin örtü olarak kullanıldığı, yaşanmaz bir coğrafyaya çevrildiği bir ülkede, bayram kutlanabilir mi? Herkes kendi yüreğinde yaşar bayramı, ne senin kışın başkasını üşütür,ne de başkasının yazı seni ısıtır, Herkes, kendi yaşadığı hayatı bilir. Halen cadı avının hukuksuzca sürdüğü, insanların yardım yapmalarının suç olduğu bir ülkede,nasıl bayram yaşanır ki? Sarayda saltanat sürenler, göstermelik, siyasi partilerin bayramlaşma düzenleri, sorunları mı çözecek?Herkes seni anlıyorum der, ama anladıkları dışardan gördükleri kadardır, iç halini anlamaz.Siretsizlerin suret-i haktan görünerek suratsızlıkları, kirlilikleri, adaletsizlikleri, zulümleri, bayram mı yaşatacak bu millete?Kanunları uygulamamak,devlet işlerinin liyakatsiz ellere geçtiği, akıl ve bilim dışı işlerin her yeri kapladığı,devlet servetini kötüye kullanma, rüşvet,haksız kayırmacılığın,her yerde görüldüğü KHK ile insanların işin aşından edildiği, özgürlüklerin yok edildiği,bir ülkede bayram mı kutlanır.İlimle yönetim yok edilirken, zulümle yönetimi tercih edenlerin düzeninde hangi bayram yaşanacak. Bozulmuştur düzelmez, gelse de Mehdi diyen Şair Eşref’in,bugünlere ışık tutan sözleri bugünleri anlatmıyor mu?
Nasıl bir bayramı kutlayacağız.Şiddet, kin, nefret, mafya, cinayetlerin, soygunların, her türlü kirli işlerin, kanunsuzlukların hüküm sürdüğü bir ülkede, hangi bayram yaşanabilir ki? Yakınını kaybedenlerin cenazesini bile göremeyen, ülkesini ziyaret edemeyen,uydurulmuş hukuk dışı suçlarla,adaletsizliğin zirvesini yaşayan, cezaevlerinin keyfi uygulamalarla doldurulduğu, başkalarının hikayeleri ile, terör üreten bir ülkede bayram mı olur? Et alamayan, çocuğunu okutamayan, huzur ve refah bulamayanların, bayrama nasıl gireceği düşünülmez mi? Sahtelikle,ekran beyanları mı kurtaracak, sevindirecek mazlum ve masumları?Tabiatın verdiği sis geçer, ancak ar damarı çatlamış, haya kirliliğinin mensuplarının, sisi geçer mi? Bunların yönetiminde bayramların huzuru ve sevinci yaşanabilir mi? Adil bir devlet ve yönetimin temsilcilerinin, mazlumların, hak ve hürriyetleri yok edilmiş insanların, bayramı kutlu olsun. Adaletsizliği yaşatanlar da, haramzadeler, münafıklar,kirli rejimin taşeronları,bayram yüzü görmesin, yaşattıklarını yaşasınlar. Ahlak abidesi, namuslu ve insan olan ve insanlığa hizmet eden, tüm babaların da 16 Haziran vesilesi ile günleri kutlu olsun.