Emeviler'e karşı olmak da Şia'ya karşı olmak da insana ve İslam'a iyi gelir. Biri Arapçılık diğeri Persçilik üzerine inşa edilmiş dindir. Birinde cahili bedevi gelenek yuvalanmıştır, diğerinde Mecusi asabiyetçilik... Her ikisi de ırka tapınır. Biri iktidarı kutsar diğeri muhalefeti. Her ikisi de kaypaktır. Birinde Şam diğerinde Kufe refleksi vardır. Biri Hasan'ı kendine biat ettirip hilafeti vereceğini söyleyip kalleşçe zehirler, diğeri Hüseyin'i kıyama kaldırıp yarı yolda bırakır ve Yezid'in ordularının önüne atıp şehit ettirir.
Biri hakkı haykıran Ebuzeri çıplak eşeğe bindirip sürgüne gönderir, diğeri Ebubekir, Ömer'i yargılayıp Aişe'ye iftira atar. Biri Muaviye'nin gölgesine sığınıp otoriteyi, diğeri Hüseyin'in gölgesine sığınıp muhalefeti kutsar. Aslında ikisinin de birbirinden farkı yoktur. Uydurulmuş bir dinin tersi ve yüzüdürler...
Biri tilki gibi kurnaz Amr b. As'ın galibiyetinde meşruiyeti arar, diğeri saf Ebu Musa el Aş'ari'nin acizyetinde... Bunların namazları abdestleri dahi aynı değildir. Biri iktidar olduğu için abdest alırken başı mest etmeyi önemser, diğeri muhalif olup kaybettiği için ayağı mest etmeyi önemser.
Biri itiatı sembolize eden kıyamda el bağlayarak namaz kılar, diğeri isyanı sembolize eden elleri serbest bırakarak... Biri iktidar olduğu için süslü halılarda secdeye gider diğer muhalif olduğu için kerbela taşına baş koyar.
Muaviye, Hüseyin'in abisi Hasan'ı yanına alıp iktidarını perçinler, Hz. Ali Muaviye'nin gayrı meşru kardeşini yanına alıp meydan okur.
Biri Ebubekir, Ömer, Osman der, diğeri Ali, Selman, Ebuzer... Biri kaderciliği İslam'a sokup her türlü zulmü meşrulaştırır, diğeri her türlü meşruiyeti, gayrı meşru ilan eder.
Biri Emevi asabiyetini kendine rehber edinir, diğeri Kureyş'in... Biri Muavi'ye der diğeri Hasan! Biri Yezit der diğeri Hüseyin! Biri Saddam der diğeri Humeyni! Sonuçta her ikisi de islam maskesi adı altında asabiyet için savaşıp dururlar.
1400 yıldır Sıffin'den Cemel'e, Kerbela'dan İran-Irak Savaşı'na islam kendi içinde savaşmıştır. Bugün Yemen'den Suriye'ye, Suudi'den Mısır'a kadar kendi içinde savaşmaktadır Müslümanlar...
Bu her iki anlayış İslam değil, İslam'ın içinden neşet etmiş politik Arap ve Pers refleksidir. Temelde her ikisi de politiktir ama din maskesiyle kendilerini saklamaktadır. Bu refleksi Suriye'deki Arap ve Pers tutumunda görebilirsiniz. Her ikisi de Amerika ve Rusya'nın Suriye'de bulunmasından rahatsız olmaz ama Türkiye'nin olmasından dolayı rahatsız olurlar.
Böylesine köklü(!) bir geçmişe sahip, tarihte birbirini yiyen bu tersi ve yüzü İslam anlayışının kendi içinde savaşıp, Barış Pınarı Harekatında ittifak etmesi sizce anlamlı değil mi?