Soylu (!) Arap şeyhleri, kabile şefleri, peygamberin soyundan gelen Şerif Hüseyin, oğlu Kral Abdullah, Kral Faysal, kral Hasan, kral Hüseyin, Arap milliyetçisi Cemal Abdunnasır, anne tarafından soyu Zübeyr b. Avvam'a dayanan Camp Davit antlaşmasıyla Nobel Barış ödülü alan ve M. Hasaneyn Heykel'in deyişiyle Mısır'ın modern Firavunu Enver Sedat, kanıyla Kur'an yazadıran Baasçı Saddam Hüseyin, develeri ve çadırıyla Avrupa ülkelerine seyahat edip Arap geleniğini yaşattığını sanan Yeşil Komünist Muammer Kaddafi, Baasçı Nusayri Hafız Esad, Yahudi bir kadınla evlenip Oslo Barış antlaşmasıyla Filistin davasını Nobel Barış ödülü uğruna satan Yaser Arafat vs bütün Arap liderleri ya Halifelik için ya da Arap Krallığı için yola çıkmışlardı. Geçen yüzyılın başında Osmanlı'dan kurtulup yeni Arap imparatorluğu kuracaklardı. Trajik olan hepsi rezil olmakla kalmadı kimisi bir köpek gibi öldürüldü, kimisi idam edildi. Kiminin kıçı parmaklanarak halkı tarafından linç edildi. Kimi zehirlendi kimi tahtından indiridi. Bırakın halifeliği, bırakın Birleşik Arap kralığını devlet dahi olamadılar.
Lawrence ile silah arkadaşlığı, Getrude Bell ile gönül dostluğu yaptılar. Irak'ı Getrude Bell, Hicaz'ı ve Ürdün'ü Lawrence kurdu. 1948 de dört Arap ülkesi bir araya gelip Filistin'i Siyonistlere teslim ettiler. Dört Arap ülkesi 1948'de henüz devlet olmayan Yahudi Hangana örgütüne yenildiler. Dünya tarihinde bir örgütün dört ülkeyi yendiği görülmemiştir. Arap krallıkarı hariç tabi...
Her bir aşiret reisi sözde bir devlet kurup Amerika ve İsrail'in şamar oğlanı oldular. Tarihte hiç aşağılanmadıkları kadar aşağılandılar. Dünyanın en rezil krallıklarıyla halen asabiyet, aşiret ve İslam'dan bahsediyorlar. Oysa ne aşiretletinin saygınlığını, ne kutsal saydıkları asabiyetlerinin onurunu, ne de mensup oldukları İslam'ın izzetini koruyabildiler. Gazze Savaşı bu rezil Arap krallılarının gerçek yüzünü ortaya çıkaran turnosol kağıdı oldu. Arap halkları krallıklarının bir güçlerinin olmadığını, özgür bir devlet dahi olamadıklarını anlamış oldular. Amerika ve İsrail'in uşağı bu eyaletler dünyanın en büyük zenginliğine sahip. Ancak zenginlikleri korumaktan acizler.
Gelinen bu noktadan sonra Arap halklarında az buçuk onur ve haysiyet varsa tıpkı Arap Baharı'nda olduğu gibi sokaklara dökülüp bu krallıkları devirmeleri gerekir. Yoksa kralları gibi kendileri de zelil ve rezil yaşamaya devam ederler. Kralları varlık içinde sefahat yaşarken kendileri yokluk içinde sefalet çekiyorlar. Bu gidişle çekmeye de devam edeceklerdir.