Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası gündem CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu üzerine yoğunlaştı.
Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ekibi, devletin bütün kurum, kuruluşlarının yanı sıra sistem içerisinde Yeşilay, Kızılay gibi kuruluşlara da hâkim durumdadır.
Bu hakimiyet sayesinde AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde hazırlanan projeler, hızlı bir şekilde hayata geçme imkânı buluyor.
Bu sistem içerisinde AK Partili belediye başkanları Büyükşehirlerde, İllerde, İlçelerde ve beldelerinde hayalini kurdukları her projeyi hayata geçirme imkânına sahiplerdir.
Eğer AK partili bir belediye başkanı bulunduğu bölgede 10 yıl görev yapıp da belli başlı ilk 10 sorunu çözememişse, bu tamamen onun beceriksizlik ve başarısızlığıdır.
Gelelim muhalefet meselesine, Türkiye’de bütün kurum kuruluşlara hâkim olan sistem, muhalefeti de kendine göre dizayn etmektedir. Ekranları dolduran yazarlar çizerler CHP içindeki problemi gece gündüz masaya yatırmaktadır. İmamoğlu’nun başlattığı ZOOM’lu toplantılarla olağanüstü veya olağan kongreyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifa etmesi gerektiğini konuşmakta.
Bu konuda da gerçeği yazmak yine bana düştü..
CHP’li delegelere ve CHP’ye oy veren seçmenlere sesleniyorum. ‘‘CHP’nin 1200 delegesinin 1.100’ü olağanüstü kurultay kararı için noterde imza versin. Ankara Yeni Mahalle’de Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde Olağanüstü kurultay yapılsın. 1.100 delege ‘’Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı olsun.’’ diye karar alsa dahi, eğer AK Parti isterse Ekrem İmamoğlu CHP’ye Genel Başkan olur, AK Parti istemezse Kemal Kılıçdaroğlu görevine devam eder.
Ekranlarda arzı endam eden eski CHP’li kurmaylar hala 1990’lı yıllarda yaşıyorlar. Türkiye’de rejim değişikliği oldu, 2023 seçim sonrası milletvekilleri bile yemin töreni sonrası Ankara’da bu gerçeği yaşayarak öğrendi, fakat CHP’liler rejimin değiştiğinin farkında bile değiller
Kemal Kılıçdaroğlunu değiştireceklermiş!