“BAĞ EVİ” konusuna devam ediyoruz.
ADIYAMAN’da “Bağ evi” olarak adlandırılan fakat Bağ evi tanımına uymayan, aslında bir yerleşim ve yaşam alanları olan evlerle ilgili yaptığımız tespitlere farklı kesimlerden farklı yorumlar geldi. Herkesin düşüncesine saygı duyarız.
Bir kere daha belirtmek isterim; Amacımız ne “Bağ evleri”ni savunmak ne de karşı çıkmak. Ortada ciddi bir sorun var ve bu sorunu dile getiriyoruz.
“BAĞ EVLERİ” toplumun bazı kesimleri için bir ihtiyaçtır. Bu gerçeği kimse gözardı edemez. Maddi durumu, hali vakti iyi olan insanımızın hafta sonları veya yılın belli aylarında hobi bahçesi olarak da gördüğü o mekanlarda zamanını geçirmek, dinlenmek, stres atmak istemesi en tabi hakkıdır. Yetkililer bu talebe duyarsız kalmamalıdır.
Bu yönde bir talep varsa; ki talep olduğu ortada bir çok ADIYAMAN’lı vatandaşımız MALATYA Sürgü’de bu ihtiyaçlarını karşılamaktadır.
Bu nedenle Belediye veya İl Özel idaresi ;
Tarım İl Müdürlüğü, Çevre Müdürlüğü ve DSİ Müdürlüğü ile müşterek bir çalışma yaparak ADIYAMAN’ın bir bölgesinde 0.30 emsali ve 2 katı geçmeyecek şekilde bir “BAĞ EVİ” alanı oluşturmalıdır.
Bunu yapmakla hem bazı kesimlerin bu yöndeki talepleri yasal olarak karşılanmış olacak hem de bütün alt yapı hizmetleri yapılmış, halk sağlığı için çok önemli olan FEN ve SAĞLIK kurallarına uygun mekanlar oluşturulmuş olacaktır.
Tekrar “BAĞ EVLERİ” konusuna gelirsek;
Şu gerçeği unutmayalım; Kimse yanlış anlamasın, kusura da bakmasın.
Gerçekçi olalım bu 1400 civarındaki “BAĞ EVLERİ”ni yıkmak kolay değil.. Aslında doğru da değil. Israrla “Milli Servet”tir iddiamı tekrarlıyorum. Yine söylüyorum;
İsteyen gidip yerinde görebilir, hala an itibariyle devam eden onlarca inşaat var. Eğer gerçekten “Yıkacaksak” o zaman yenilerini YAPTIRMAMAMIZ lazım.
“Tarım arazileri yok ediliyor” düşüncesi de doğru değil. Nedenine gelince ;
1400 evin her biri 1000 m2 olsa bile bu Bağ evlerinin toplam alanı 140 hektar
eder ki bu da 200.000 hektar olan ADIYAMAN’daki tarım arazileri içinde bir şey ifade etmez.
Bu konu ciddi bir sorundur. Siyasetçisi de , Valisi de, kurum idarecileri de bu konuda çok yorulacaklardır. Özellikle de siyasetçiler..
Bu nedenle naçizane teklifim bir orta yol bulunup, tarafları incitmeden, kırmadan dökmeden bir çözüm yolu bulunmalı, bundan sonra da asla bu tip yapılara izin verilmemelidir diye düşünüyorum.
Takdir yetkililerimizin.
Mithat SOLGUN