Futbolda profesyonellikle tanıştığımız yaklaşık 40 yıllık geçmişimizde ilimizi temsil eden hiçbir futbol kulübü, liglerin ilk yarıları itibariyle hiç bu kadar kötü performans sergilemedi. Yani ilk yarı oynanan maçları 0.4 puan ortalamasıyla tamamlamadı. (15 maçta “1 galibiyet- 3 beraberlik - 11 mağlubiyet - eksi 28 averaj - ve 6 puanla” grubunda son sırada.)
Bu tablo, spor camiamızın emektarlarını ve duyarlı bireylerini gerçekten üzmekte. Adıyaman ilinin futbolda profesyonelliğe veda edecek olmasını içine sindirebilmeleri, kabullenmeleri kolay olmaz.
Grubumuzda ligde kalma barajı yaklaşık 30 puan. İkinci yarı oynayacağımız 15 maç demek uğruna mücadele edilecek 45 puan demek. Bu 45 puanın 23 veya 24’ünü alabilirsek ligimizde kalırız.
Peki, alınabilir mi? Bu kadronun potansiyeliyle çok zor. Yani her maçı maksimum performansla oynamaları durumunda dahi maç başı 1.5, 1.6 puan ortalamasını yakalamaları mucize olur. Dilerim mucizeyi gerçekleştirirler.
İşi mucizelere bırakmayacak ve hemen herkesin bildiği yol da şu:
Takımın, yani sporcu ve teknik ekibin total potansiyelini transferlerle artırmak. Fakat transfer “Al parayı, ver bonservisi.” demekle herkesin yapacağı iş değil.
Bununla ilgili önerim şu olur:
-Ara transfer dönemi başlamadan dürüst, futbol piyasasını iyi bilen, donanımıyla stratejik büyük hatalar yapmayacak ve yaptırmayacak bir sportif direktör ve onun onaylayacağı profesyonellerden oluşacak bir teknik ekip oluşturulmalı. (teknik direktör, kaleci antrenörü, atletik performans sorumlusu-kondisyoneri, istatikçisi, mental koçu, masörü vb. bu görevlerin bir- ikisini birlikte yürütecek donanımda kişiler de bulunabilir.)
- Teknik ekibin yönlendirmeleriyle yapılacak transferlerle mevcut takımın potansiyeli grubumuzda ilk 4’te yer alan takımların seviyesine çıkarılmalı.
-Potansiyeli artırılan takımın bu potansiyelinin maksimum düzeyde performansa dönüşmesi için teknik ekip gerekli çalışmalarını yaparken (takımı maçlara hazırlarken ) diğer taraftan uygulanabilir makul, mantıklı idari kararlarla çalışmalar desteklenmeli. Takımın taraftar ve kamuoyuyla duygusal kopuş noktasına gelen ilişkilerini onarmak, akılcı bir pirim sistemi uygulamak gibi…
Bunlar için yaklaşık 20 milyonluk bir ek bütçeye ihtiyaç olacak. Bu ilimizde orta ölçekte 1 ev ve 1 araba parası dahi değil. Ve bu rakamlar Kulüp Başkanımız ve Belediyemizle beraber, kamu kurum ve kuruluşlarımız, sivil toplum örgütlerimiz ve iş adamlarımızın katkılarıyla bulunamayacak bir miktar hiç değil. İlimizde iş yapan büyük şirketlerin ( TOKİ konutlarını yapan vb.) kendilerine dokunmayacak miktardaki (birer milyon civarı) yardımları oluşturulacak ek bütçenin yarısından fazlasını karşılar.
Futbol liglerinin tarihinde ilk yarıları daha kötü tamamlayıp ikinci yarılar dönüş yapıp liginde kalan sayısız örnekler var.
Bu sezon yaklaşık 20 milyonluk bir ek bütçeyle ligimizde kalma şansımızı denemeliyiz. Bu şansı sonuna kadar zorlamalıyız. Çünkü amatöre düşen takımın sermayesi olan mevcut futbolcuların piyasa değeri çok düşer. Ve bir sonraki sezon yeniden lig atlamanın maliyeti ise 50 milyonu aşabilir. Yani bugünün 20 milyonuyla yapabileceğimiz bir işin maliyeti 70-80 milyonlara çıkabilir.
Futbol ligleri bizzat icra edenleri ve bir şekilde katılıp ilgilenenleriyle en kapsamlı sosyal organizasyonlardır. İnsanların bu faaliyetlerle ilgilenmesi, maçlara gitmesi veya takip etmesinin birçok toplumsal faydasının yanı sıra depremin yüklerini de kısmen olsa hafifleten faaliyetlerdendir. Ve on binlerce insanı belli aralıklarla birkaç saatliğine de olsa, sürecin ağır atmosferinden uzaklaştırabilecek başka bir faaliyetimiz yoktur. Bundandır ki bu kulübün başarılı olması, en azından liginde tutunması deprem mağduru bu ilin insanları için ayrıca çok değerli.
Kamuoyu ve spor camiası ile Adıyaman Spor A.Ş. yönetimi arasında sıcak ilişkilerin olduğunu söylemek abartılı olur. Fakat bana göre çözülemeyecek, aşılamayacak bir sorun da yok. Doğru bir iletişimle ortak menfaatler uğruna asgari müştereklerde birleşmenin zorunluluk olduğu noktadayız.
Süreç küçük hesaplara feda edilecek süreç değil.
“Bu takım şahıs şirketidir. Şahıs gerekeni yapsın.” veya “Bu kulüp benim, istediğim gibi idare ederim.” şeklindeki yaklaşımlar doğru değil. Spor kulüpleri şirket olarak faaliyetlerini yürütüyor olsalar da tamamen ticari olan şirketlerden farklı yapılardır. Tamamen ticaret amaçlı kurulan şirketlerden farklı olarak coğrafyalarını en iyi şekilde temsil etmek, sosyal sorumluluklarını yerine getirmek kendi varlıklarının devamı için hayati ehemmiyettedir. Kamuoyunun ilgilenmediği, maçlarını boş tribünlere oynayan bir spor kulübünün faaliyetlerini uzun süre sürdürebilmesi mümkün değil. Bunun yanı sıra spor kulüpleri şahıs şirketi de olsa faaliyetlerini yürüttükleri coğrafyalardaki insanlara ölçülemez, tartılamaz çok değerli toplumsal faydalar üretir. Bundandır ki bu kulüpler desteklenir. Desteklenmelidir.
Bu girişimler, bu harcamalar sonunda bu takımın liginde kalması kesin mi?
Buna kimse garanti veremez. Fakat takım düşse dahi bir sonraki sezon şampiyonluğa oynayacak takımın ihtiyaç duyulacak bütçesini yarıya düşürür. Çünkü elinde iyi takım olma yolunda çok mesafe kat etmiş, küçük dokunuşlarla büyük işler yapacak bir takım olacak. Her işte olduğu gibi futbolda da akılcı yatırım ve çalışmalar boşa gitmez.
İlin siyasilerinin, bürokratlarının, kurum ve sivil toplum örgütlerinin olaya sessizliği camiada eleştiri konusu olmaya başladı. Bunlar artık devreye girmeli. Bence konumu itibariyle Belediye Başkanımız Sn. Abdurrahman TUTDERE, Kulüp Başkanıyla görüşmeli, sorunlar masaya yatırılmalı, karşılıklı talepler- beklentiler konuşulmalı, mutabık kalınan ve kalınamayan konular tespit edilip kamuoyuyla paylaşılmalı.
Ve bunlar vakit geçirilmeden transfer dönemi başlamadan yapılmalı.
Ligin ilk yarısı itibariyle içinde bulunduğumuz bu tabloyu onarmanın kolay olmayacağı doğru. Fakat buradan dönüşün mümkün olduğunun ve dönüş için yapılacak harcama ve çalışmaların boşa gitmeyeceğinin altını çizmek isterim.
Not: Adıyaman FK. yetkililerinin görüş ve eleştirilere kapalı olduklarını düşünenlerden olsam da ilgili düşüncelerimi özetleyerek paylaşma gereği duydum.