Bu gün Ermenilerin Türkiye’ye karşı her yılın 24 Nisan’ında kullandıkları sözde ‘soykırım’ günüdür. Her sene bu tarihte ermeni diasporalarının en önemli işleri Dünya’yı ayağa kaldırmak,1915*ci ilin hesabını sormaktır. Türklerin onlara karşı soykırım uyguladığı, hayatta kalanları da vatansız bıraktıklarını iddia etmekle bir hak peşine düşmüşler. Kim kimden neyin hesabını soruyor?
Soykırım ne olduğunu biliyorlar mı?
“Soykırım” terimi 1944 öncesine kadar mevcut değildi. Soykırım, bir grubun varlığını ortadan kaldırma amacıyla gruplara karşı işlenen şiddet içeren suçlara karşılık gelen çok özel bir terimdir. İnsan hakları, ABD Haklar Bildirgesi ya da 1948 Birleşmiş Milletler Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nde görüldüğü üzere, bireylerin haklarıyla ilgilidir. 1944'te, Raphael Lemkin (1900–1959) isminde bir Polonyalı-Yahudi, Avrupalı Yahudilerin imha edilmesi de dahil, sistematik cinayet içeren Nazi politikalarını tanımlamaya çalıştı. Irk ya da kabile anlamında Yunanca geno kelimesini, öldürmek anlamındaki Latince cide kelimesiyle birleştirerek “genocide” (soykırım) kelimesini oluşturdu.
Yahudilere karşı sözün gerçek anlamında bir soykırım uygulanmış ve 7 000 000 yakın Yahudi kamplarda işkence görerek öldürülmüşler. Bu olay bütün dünyanın gözü önünde baş vermiştir.
Erminiler ise yıllardır kafalarında yerleştirdikleri düşüncelerinden hiçbir tür el çekmiyorlar.İddialarına göre Osmanlı İmparatorluğu yaklaşık 1,5 milyon Ermeni sivili öldürmüş, onları sözde soykırıma tabi tutmuştur. Bu bakımdan 24 Nisan onlar için sözde, büyük felaket gününü anma günü olarak kutlamaktadırlar.
Her sene Fransa ve Amerika’nın kuklası olan ermeniler ve onların diaspora teşkilatları yorulmak bilmeden büyük devletlerin kapısını çalıyor, göz yaşı akıtıyorlar. Ermenilere yardım kampanyaları sokak sokak dolaşarak Türklerin aleyhinde sloganlar atarak, Ermenileri haklı çıkarmaya çalışırlar.
Ilginc olan da 10 milyonluk Türkiye nüfuzu bu gün 85 milyondur. Aynı yılda Türkıye’de Ermeni nüfuzunun sayısının farklı kaynaklara bakarsak Ermenilerin 800.000 ile 1,8 milyon olduğunu görürüz.Bu gün Ermenistanda yaşayan ermenilerin sayısı 1.400 000-dir.Ermeniler hiç mi artmadı? Neden dışarıda yaşayan zengin ermeniler kardeşlerine hiç yardım etmiyorlar.
Son aldığım bilgiye göre dünyada 30 milyon imişler. Sovyetler Birliğinden ayrılan bütün ülkeler bağımsızlıklarını ilan ettikten sonra çok gelişmiş, insanların refah hali çok yükselmiştir. Ermenistan’ı bu ülkelerle kıyaslamağa bile gelinmez.
Şimdi de Biden ‘amca’ya koşuyorlar. Sözde ‘Soykırım’ ifadesini kullansın diye. Asılsız bir iddiayı Biden nasıl ifade ede bilir anlayamam. Onu o koltukta oturtan işgüzar Ermeni lobicilere verdiği söze bakarsak kaybeden Türkiye değil, ABD kendisi olacaktır. Biden ’Soykırım’ tabirini kullansa ne yazar, kullanmasa ne yazar?
Peki, ona sormazlar mı ki ‘Ay Biden, sen uzağa 100 sene önceye bakma yakın tarihimize bir baksana! Hafızanda bozukluk varsa hatırlata biliriz.
26 Şubat 1992! Dünya sustu, her kes görmezden geldi, kardeş Türkiye’den başka. Gözlerinizi açın, gerçeklere iyice bakın!
26 Şubat 1992 yılında Azerbaycan’ın Yukarı Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında Ermenistan ordusu sivil, kadın, çocuk, yaşlı ayırımı yapmadan 613 kişiyi en ağır işkenceler uygulayarak soykırıma tabi tutmuştur. Katledilenlerin 83’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’den fazlası ise yaşlıydı. Bu katliamdan toplam 487 kişi ağır yaralı olarak kurtulmuştur. 1275 kişi ise rehin alınmış, 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin yakıldığı, birçoğunun kafa derilerinin yüzüldüğü, gözlerinin oyulduğu, kulakları, burunları ve kafaları ile vücutlarının çeşitli uzuvlarının kesildiği görülmüştür. Aynı vahşetten hamile kadınlar ve çocuklar bile nasibini almıştır. Ermeniler tarafından Hocalı’da gerçekleştirilen bu vahşet, uluslararası camianın suç olarak kabul ettiği soykırım ve insanlığa karşı suçlar kapsamındaki tanımlamalarla birebir örtüşmektedir.
1915 yılında yapılan tehcir , 31 Mart 1918’de Bakü ve diğer şehirlerde ve hem de 26 Şubat 1992’de Hocalı’da yapılanlar sözün gerçek manası ile soykırım değilse, nedir?
31 Mart 1918 yılında Bakü, Gence, Kuba, Şamahı, Lankaran ve şu anda İran sınırları içinde kalan Güney Azerbaycan´ın Hoy, Urmiye, Salas şehirlerine giren azgın Ermeni...komitecileri yüzbinlerce Türkü katletti, yüz binlercesini de zorunlu göçe tabi tutup sürdü. Katledilen ve sürülen Türk sayısı tam 2,5 milyon kişi...
Türklere yapılan soykırımların listesi kabarıktır. Çok kabarıktır. Bu iş tarihçilerin işidir, siyasilerin değil.
Azerbaycan ile 44 gün süren Dağlık Karabağ savaşında büyük bir yenilgi alan Ermenistan yine de umudunu kapılara düşmekte, yalvarmakta görüyor. Onlar ve havadarları 44 günlük savaştan ders almamışlar galiba.
Bir demir yumruk az gelmiş devamını isterseler Türkün gazabı daha sert olur. O zaman Biden’miş, Makronmuş tanımaz. Allah, Ermenilere de akıl fikir versin ne diyelim.
Tanrı Türkü korusun! Gücü, kuvveti artsın eksik olmasın! Türkiye ve Azerbaycan kardeşliyi daima var olsun!
Dr.Nazile Abbaslı
Araştırmacı-yazar.Gazeteci
Culfam2010@hotmail.com